Gün geçmiyor ki bir yerlerden kötü haberler gelmesin. Her gün daha iyiye gideceğimiz yerde her gün bir şeyler geriye doğru gidiyor. İyi giden işler de var mutlaka fakat bizi daha çok kötü giden politikalar endişelendiriyor.

Başta ekonomi politikamız tutmadı ne yazık ki. Ekonomi derken de haliyle aklımıza ilk para geliyor. “Ander da gaybana” maalesef onsuz da hiçbir iş olmuyor. Ne ettiyseler o lânet para politikaları tutmadı. Sıkılaştırdılar olmadı, kredi musluklarını açtılar olmadı, faizi düşürdüler olmadı, faizi yükselttiler olmadı.

Neticede Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminlerini yine yükseltti. Zaten ne zaman tahminleri tam tutturdular ki? Bildim bileli şu tahminleri hep yukarı doğru olumsuz revize ederler. 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan artırarak güncellediler, 75-76 seviyelerinde olacakmış. Yine de tutmayacak ya, neyse.

Nereye bakarsak, hangi politikaları tutsak elimizde kalıyor alarm veriyor. Eğitim sistemimiz alarm veriyor. Ha bire yönetmelik değişiyor, müfredat değişiyor, program değişiyor. Yok, olmuyor işte ne ediyorsak tutturamıyoruz istenilen düzeyde hedefleri. Etraf üniversite mezunu işsizlerle dolu. Sanayide iş yapacak usta da yok çırak da. Herkes masa başı iş arıyor.

Göçmen politikamız alarm veriyor. Hangi ülkede bir savaş çıksa karışıklık olsa o ülke vatandaşının ilk gideceği yer bizim memleket oluyor. İstanbul’da Iraklı göçmen okulda okul müdürüne silahlı saldırı düzenleyerek ölümüne sebep oldu.

Bir bakıyorsun yine İstanbul’da farklı bir ülkenin farklı çeteleri birbirlerine operasyon yapabiliyor. Bunun gibi daha birçok olaylar yaşanıyor memleketimizde maalesef. Artık bu “Ensar” “Muhacir” söylemlerimizi de bunlara bağlı olarak gözden geçirmemiz gerekmez mi?

Kurban Bayramı yaklaşırken etin fiyatı her geçen gün artıyor. Bu gidişle Diyanet emekliye kurban düşmez diye fetva verirse şaşırmayacağım. Ovası, dağı, yaylası geniş memleketimde yanlış hayvancılık politikaları yüzünden vatandaş evine et alıp yiyemiyor. 

Hukuk desen her dönem kanayan yaramız. Kim gelirse gelsin hukukun üstünlüğü ile üstünlerin hukuku arasında bu memlekette hep kavga çıkartılmıştır. Yargılamalar daima tartışılır olmuştur. Yakındır, Osman Kavala gibi içeri girenleri içeri girerken kesin konuşanlar, şimdi tahliyesine yeni bir kılıf bulurlar. Sahi, 33.turdan giden Yargıtay Başkanı sizce kaçıncı turda seçilir?

Dedim ya, nereye baksak alarm veriyor sanki. Daha birçok kötü giden politikalarımız var. Yazsam sayfalar yetmez, belki de yazdığım için “Nankör” bile ilan edilebilirim. Şimdilik bitirelim.

İyiye gidecek iyi olacak bir sebep arıyorum bazen kendi kendime. Dalıp gidiyorum Karadeniz Sahil Yolunda raylı sistemi hayal kurup işe gidip gelirken. Bedenim buralarda ruhum ise o çiçekli yaylalarında. Neyse, çıkalım bu durumdan. Biz yine de diyelim, dileyelim. İyi olacağız İnşallah.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.