1 Mayıs sonrası gözaltı ve tutuklamalarla sürdürülen sürek avı, iktidarın emeğe ve emekçilere bakışını bir kez daha ortaya koydu. Milyonlarca emekliyi açlık sınırının altında maaşa mahkum eden, asgari ücreti olağan hale getiren, iş cinayetlerinde önlem almayarak işçilerin yaşamını yitirmesine yol açan iktidar, Taksim'de emekçilerin taleplerini haykırmasına tahammül edemedi.
İktidarın 1 Mayıs'ı yasaklama ısrarı ve sonrasında gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar, gerçek suçluyu gizlemek ve Anayasal düzene karşı ciddi bir suçu örtbas etmek amacını taşıyor. Kendi yarattıkları açlık, yoksulluk ve güvencesizliği gizlemek için bizleri ablukaya almak istiyorlar.
Bir kez daha yineliyoruz: baskıyla, yasakla, kolluk gücüyle tarihsel ve hukuki hakikati değiştiremezsiniz. Taksim 1 Mayıs alanıdır ve olmaya devam edecektir. Taksim için mücadele etmek demokratik bir hak ve meşrudur. İstanbul'da 1 Mayıs günü işlenen suç, Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını hiçe saymak, demokratik hakkın kullanımını zor kullanarak engellemek ve hukuk tanımaz keyfi operasyonlar yapmaktır.
Ülkemizi sömürü cehennemine çeviren bu iktidarın, emekçilere saldırarak yoksulluğa karşı ortak mücadelemizi atalete uğratmasına izin vermeyeceğiz. Her alanda ortak mücadelemizi inadına yükselteceğiz. 1 Mayıs gerekçesiyle yapılan gözaltı ve tutuklamalar derhal serbest bırakılmalıdır.
Öğretmene Şiddet: İbrahim Oktugan Cinayeti Eğitim Sisteminin Değersizleştirme Politikalarına Tepki
İstanbul Eyüp'te özel bir okulda müdür olarak görev yapan emekli öğretmen İbrahim Oktugan, bir öğrencisi tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Bu olay, eğitim emekçilerini hedef alan şiddetin okullara kadar yayıldığını ve acil önlemler alınması gerektiğini gösterdi.
