Bu doğrultuda öncelikli adım, "Ulusal Hidrojen Programı" olacak. Program kapsamında, güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklı elektroliz tesisleri kurulacak, pilot üretim bölgeleri belirlenecek. Ayrıca, enerji yoğun sanayilerde fosil yakıt yerine hidrojen kullanımı teşvik edilecek. Ulaştırma sektöründe ise hidrojen yakıtlı araç projeleri desteklenecek.
TÜBİTAK tarafından geliştirilen yerli elektrolizör sisteminin kapasitesi artırılarak küresel pazarda rekabetçi bir ürün haline getirilmesi hedefleniyor. Hidrojenin depolanması, taşınması ve altyapı sistemlerinin geliştirilmesi için de teknik ve yasal düzenlemeler yapılacak.
Öte yandan, nükleer enerji yatırımları da hızlanacak. Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile başlatılan süreç, yerli nükleer reaktör projeleriyle desteklenecek. Stratejik malzemelerin yerli üretimi sağlanacak, reaktör ekipmanları, basınçlı kaplar, güvenlik sistemleri gibi kritik alanlarda yerli sanayiye öncelik verilecek.
Yerli nükleer reaktör geliştirme çalışmaları, Rekabet Öncesi İşbirliği Programı çerçevesinde yürütülecek. Ayrıca, ileri nesil nükleer teknolojilere yönelik AR-GE faaliyetleri için uzun soluklu projeler hayata geçirilecek.
Bu kapsamda, Türkiye’nin nükleer teknoloji ekosistemini güçlendirmek amacıyla bir "Nükleer Teknopark" kurulacak. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin akademik liderliğinde kurulacak merkez, TÜBİTAK ve diğer kamu kurumlarının yanı sıra özel sektör girişimlerini de destekleyecek. Teknopark, nükleer bilimler, radyasyon teknolojileri ve malzeme araştırmaları alanlarında AR-GE çalışmaları için bir üs haline gelecek.
Türkiye, bu projelerle enerji alanında dışa bağımlılığı azaltmayı, sanayide rekabet gücünü artırmayı ve 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor. Ayrıca, nükleer enerji yatırımlarıyla inşaat, makine, elektrik-elektronik ve savunma sanayisi gibi birçok sektöre istihdam imkânı sağlanacak.
