Bitki çeşitliliği açısından oldukça zengin olan ve akarsu kaynaklarına sahip bölgeye kamyonlarla arı kovanlarını getiren arıcılar, kaliteli bal üretmek için yoğun mesai harcıyor.

Arıcıların Zorlu ve Tatlı Telaşı

Günün ilk ışıklarıyla uyanan arıcılar, kovanlardaki arı kolonileriyle gece gündüz demeden ilgileniyor ve arıların gelişimini sağlamak için günlük bakım yapıyor. Her türlü doğa şartına göğüs geren arıcılar, bu sıralar tatlı bir telaş içerisinde. Yaylalarda ve arıcılık yapmaya uygun köylerde ürettikleri balları sonbaharda iç piyasada satarak aile ve ülke ekonomisine katkı sağlıyorlar.

Cemal Gümüş'ün Açıklamaları

40 yıldır arıcılık yapan Cemal Gümüş, bu yılki hasat için gün saydıklarını belirtti. "Yağışlar bal verimini etkiledi. Arılar bol polen sayesinde çok yavru verdi," diyen Gümüş, arıları bir eczane gibi görüp balın sadece bir yiyecek değil, şifa kaynağı olduğunu vurguladı. Ayrıca, "Propolis, polen, arı sütü gibi diğer ürünler de mevcut ancak değerlendirilemiyor," diye ekledi. Hasat ise Ağustos'un ortasında başlayacak.

Doğayla İç İçe Üretim

Arıcılar, doğayla iç içe, teknolojiden uzak bir yaşam sürerek bal üretimi yapıyor. Bu zorlu süreçte, arıların bakımını ihmal etmeyen üreticiler, kaliteli bal üretmek için ellerinden geleni yapıyor. Bayburt’un zengin bitki örtüsü ve akarsu kaynakları, arıcıların verimli bir hasat dönemi geçirmeleri için uygun ortamı sağlıyor.

Ekonomiye Katkı

Ürettikleri balları sonbaharda iç piyasada satarak aile ve ülke ekonomisine katkı sağlayan arıcılar, doğanın sunduğu imkanları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorlar. Balın yanı sıra propolis, polen ve arı sütü gibi değerli ürünler de üretiliyor ancak bu ürünler henüz yeterince değerlendirilemiyor.

Muhabir: AYŞE SANCAK