Zaman akıp geçiyor. Dünya Kupası heyecanı finale doğru gidiyor. Şunun şurasında final için bir haftalık bir süre kaldı. Yani demem o ki, Trabzonspor için iyi başlamayan, ama zirveden de çok kopmayan bir sürecin ardından girdiği zorunlu 40 günlük Dünya Kupası arası da bitmek üzere.

Süper Lige dönüş yaklaşıyor. Trabzonspor'un ligde bulunduğu yer ne çok iyi ne de çok kötü. Şu an için hiçbir şey bitmiş değil. Ancak tartışılan, Trabzonspor 'un ligde bulunduğu yerden çok oynadığı futbolun kimseyi memnun etmemesi...

Bu memnuniyetsizlik zaman zaman Abdullah Avcı tarafından da çeşitli şekillerde dile getiriliyordu. İşte bu anlamda Dünya Kupası arası ilaç gibi olmuş ve değerlendirilmişti. Ancak Antalya'daki kampın süreci ve yapılan hazırlık maçlarına da baktığımızda, kadro zenginliğine rağmen Trabzonspor istenilen performansı bir türlü yakalayamadı.

Bu durum Teknik Direktör Abdullah Avcı'yı da hem futbol, hem de mental olarak aşırı derecede yorduğunu gözlemliyoruz. Artık bir neşter atılması şart olmuştu ki, bunun için ilk sinyali bizzat hoca verdi. Avcı, "Bireysel performansını artırmasını 3-4 aydır beklediğim oyuncular var. Ama bu süreye rağmen istediğim performansı alamıyorum. Bu nedenle de daha fazla beklemeyeceğim.   Gerekirse altyapıdan oyuncu alacağım" dedi.

Şunu belirteyim, benim gözlemim, Abdullah Avcı sonunda gerçeği görebildi. Milyon eurolar verip de  3-4 ay bir oyuncunun performansını tam kapasiteye ulaşmasını beklemek, bir hoca için ölüm demek! Şu anda da milli takımda yedeğe düşen Ronaldo gibi futbolcuları transfer edemeyeceğimize göre, gidilecek adres belli. Aklın yolu bir! Altyapıdan yetenekli futbolcuları A takıma çıkarmak ve onlara güven duymak.  Üstelik de Altyapıdan A takıma çıkardığınız oyuncuların üzerinde durmakta iki yönlü fayda var. Hem bireysel performansı beklenilen seviyeye çıkmayan futbolculara bir gözdağı vermek, hem de Trabzonspor'un geleceğini kurtaracak gençleri A takıma kazandırmak. Bu çok ama çok önemli bir stratejik cesaret.

Antalya kamp döneminde ve yapılan hazırlık maçlarında ilk onbirde oynayan Arif gibi genç yetenekler Trabzonspor A takımda her zaman oynar. Yeter ki bu çocuğa Abdullah Avcı özgüven aşılasın, şans versin ve onun gibi gençlere güven duysun. Arif, Bordo- Mavili takımın sol bek mevkiinin en az 20 yıl değişmez futbolcusu olur.

Nasıl ki, geçen sezon şampiyonluğa oynarken stoper mevkiindeki sakatlıkların fazla olması sonucu şans verilen Ahmet Can'ı kazanıp, şampiyonluğun yanı sıra, 10 milyon Euro gibi yüksek bir bedelle Ajax'a satışı yapılabildiyse, Arif neden yeni bir Ahmet Can olmasın? 

Evet, Abdullah Avcı top sende, sen yeter ki, bu gençlere inan, onları sahiplen, sadece idman futbolcusu olarak bu çocukları A takıma alma! Ayrıca idman futbolcusu olarak A takıma alıp da sonra tekrar altyapıya  asla gönderme! Bunu yapıp da o çocukların futbol gelecekleriyle oynama! Bu gençler oynasa da oynamasa da A takımla idmanlara çıksınlar güç kuvvet kazansınlar. Bu gençler, Trabzonspor'un kurtuluşudur.

Biz de senden bu gençleri önce Trabzonspor'a, sonra dünya futboluna kazandırmanı bekliyoruz. Hazır oyuncu alınarak çok yüksek paralar verip, ununu elemiş, eleğini asmış yabancı futbolcuları Trabzonspor'a doldurma!

Trabzonspor'un borcu 3 milyar liraya dayanmışken ve yılda 175-180 milyon lira faiz ödemesi yaparken, hala daha yabancı ve maksimum fayda alınamayacak yaşlı futbolcuları transfer etmek, Trabzonspor 'a zarardan başka bir şey değildir!

AVCI'NIN ÇIKIŞI NEYİN HABERCİSİ?

Trabzonspor, Haziran ayında başlayan transfer sezonunda aldığı futbolcular, ligin ilk yarısında istenilen performansı gösteremeyince, gözler bu kez ara transfere çevrildi. 12 Ocak 2023 tarihinde başlayıp, 8 Şubat 2023 tarihinde sona erecek ara transferin start almasına çok az bir süre kaldı. Sizi bilmem ama bana göre, ara transferde oyuncu alınması doğru değil.

Zaten sezon başı yapılan ve milyon avrolar dökülen transferlerden de yeterli verim alamadı Trabzonspor! Devre arası transfer yapsa ne yarar sağlayacak? Üstelik çok riskli. Devre arası hangi takım iyi futbolcusunu satar ya da kiralar? İkinci yarı öncesi Antalya'da yapılan kamp esnasında Trabzonspor oynadığı üç hazırlık maçında da pek umut veya geleceğe yönelik ışık vermedi.

Özellikle Kocaeli'de Kasımpaşa ile oynanan hazırlık maçı tam bir hayal kırıklığı oldu. Ve bu maç Teknik Direktör Abdullah Avcı'yı isyan ettirdi. Maç sonrası ise hiç beklenmedik bir çıkış yaptı ve adeta pimi çekilmiş el bombasını isim vermeden bazı oyuncuların kucağına bıraktı!

Abdullah Avcı'nın büyük derbi Fenerbahçe maçı öncesi alışıla gelmemiş bu çıkışı, bu açıklaması, çeşitli sorulara yol açtı."Trabzonspor 'da neler oluyor" dedirten bu çıkış, aslında altyapıdan Antalya maçına götürülen genç yetenekler için bulunmaz bir fırsat olmalı.

Abdullah Avcı'nın bu çıkışı, takımdaki bireysel performansını olması gereken düzeye çıkaramayan futbolcular için de çok önemli bir alarm olmalı. Bekleyelim görelim, bakalım bu çıkış bireysel performansı düşük olan futbolcuları harekete geçirir mi?

Bu konuda bazı futbolcuların isimleri yerel ve ulusal basında yazılıyor. Ben bu bahsi geçen futbolcuları burada tekrardan yazacak değilim. Ama Abdullah Avcı'ya şunu sormadan da yapamayacağım! Sevgili Hocam, bu çıkışınızı neden ligin Dünya Kupası arasına kadar oynanan maçların başında, ya da en azından yarısında yapmadınız? Neden ve niçin Antalya kampında oynanan hazırlık maçlarını beklediniz?

Veya bu oyuncuları niye Trabzonspor'a aldırdınız? Geçen sezon şampiyon olan bir takıma bu kadar savruk bir şekilde transfer yaptırmanız doğru muydu?  Lüzumsuz yere bu kadar yüksek rakamlarla 13 futbolcu transferi neden yaptırdınız?  Bunun gibi nice deli gibi sorular aklıma gelmiyor değil!

Futbolun içinde "hal ve gidişin" önemi yok, o yüzden çirkinlikleri her yıl yeniden izliyoruz, gözlemliyoruz! Bir kurumda sahip çıkılmayan ilkeler, gün gelir bütün takımı silkeler. Trabzonspor'un ne boşa harcayacak parası var ne de mali tablosunun tutarı var! Onun için yöneticiler kadar teknik direktör de Trabzonspor'u koruyup kollamalıdır.

"ÇOK BÜYÜK SAKATTIM..."

Faroz mahallesi Trabzon'un neşe kaynağıdır. Buradaki kahvehanede sohbetin yanında şakalaşma ve atışma hiç bitmez. Hele de oyunda Maruk Muharrem kazanırsa, keyfine diyecek yoktur. Yenildiğinde ise 2 metre yanından geçme! Sinir boğar onu.

Yine böyle bir gün, İlhan Hardaloğlu ve yıllarca 24 Şubat amatör takımında kalecilik yaptıktan sonra İstanbul Yeldeğirmeni ve Maltepespor'da oynayan İsmail Camcı ile sohbet ettik. Bu sırada oyundan kalkan lakabı kamış olan Orhan da masamıza oturdu.

Zaman zamanda Nahit Küçük masamıza gelerek sohbetimize katıldı. Trabzon amatör kümenin en iyi kalecilerinden biri olan İsmail Camcı'nın Trabzonspor ve Fenerbahçe'ye transfer olamamasının hikayesini de bir gün yazarız inşallah.

Sohbet tam da koyulaştığı sırada sazı eline alan Kamış Orhan, önce askerlik anılarından başladı. Malumunuz askerlik anıları bir başladı mı daha bitmek bilmez! Askerliğini İzmit Gölcük'teki orduevinde yapan kamış Orhan, burada düzenlenen bir gecede sahne alan Samime Sanay'dan sonra sahneye çıkıp şarkı söylediğine dair fotoğraflarını bize gösterip, havasını attıktan sonra muhabbeti futbola getirdi.

Kendisi yıllarca amatör küme takımlarında santrafor olarak oynadı. Sonra Kavakmeydanspor'a transfer oldu. Yeni takımında da gollerini sıralamaya devam ediyordu. O yıllarda Kavakmeydanspor, Of'tan Kemal adında bir oyuncu transfer etmişti. Bu Kemal bazen idmanlara geliyor bazen gelmiyor ama Kamış Orhan tüm idmanlara çıktığı için yeri garantiydi. Bir gün Çarşıbaşı ile maçları vardı.

Kavakmeydanspor'un hocası Haluk Özgür, Çarşıbaşı maçı öncesi ilk onbiri açıkladığında Kamış Orhan kadroda olmadığını, kesik yediğini görüyor. Hoca yedeğe çektiği Kamış Orhan yerine de Of'dan transfer edilen Kemal'i yazıyor.

Kamış Orhan bu durum üzerine sinirleniyor ve soyunmak istemiyor. Derken yöneticiler araya giriyor ve Kamış Orhan ikna edilerek yedek soyunuyor. Maç başlıyor ve Çarşıbaşı 3-0 öne geçince maçın son kalan 20 dakikasında hoca Kamış'ı "ısın, seni sahaya süreceğim" diyor. Bunun üzerine Kamış Orhan maçın bitimine 20 dakika kala oyuna girmek istemiyor. Ama hocasının ısrarı üzerine giriyor ve art arda 2 gol atıyor. Bu esnada maçın orta hakemi İbrahim Ümüzer, Kamış Orhan'ın yanına gelerek, "Orhan hocan seni neden ilk 11'de oynatmadı. Bak bu kısa sürede 2 gol attın" diye takılınca, Kamış Orhan da, "Hocam ben çok büyük sakatlıktan çıktım" diyor. Maçın son saniyesinde Kamış Orhan bir de penaltı yaptırıyor. Penaltıyı takım arkadaşı Esat kullanıyor ve auta atınca Kavakmeydan beraberlikten oluyor. Kamış Orhan da, bu mağlubiyet,"Çok büyük sakattım" diyerek kendisini de hocasını da kurtarıyor.

FAVORİM ARJANTİN

İspanya gibi güçlü bir takımdan sonra Portekiz’i eleyen Fas yarı finalde Fransa'nın rakibi olmuştu. Bu yazı yayınlandığında sonucu en çok merak edilen Fas-Fransa maçı oynanmış olacak. Diğer tarafta Messi'nin ülkesi Arjantin ile Hırvatistan karşılaştı. Hırvatistan, turnuvanın favorilerinden Brezilya’yı eleyerek yarı finalde Arjantin’in rakibi olmuştu. Hırvatistan'ın kalecisi Livakoviç buraya kadar mükemmel performans sergilemişti. Bir de takımın bel kemiği Modriç var. Yaşına bakmadan hala takımın en iyisi konumunda. Ama Hırvatistan için Dünya Kupası sona erdi. Brezilya’da da Neymar, Casemiro ve Vinicius gibi dünya yıldızlarının olduğu ülke nasıl elenir? Üzücü ancak gerçek.

Diğer tarafta Arjantin, Hollanda gibi güçlü bir takımı eledi. Ayrıca benim 2. memleketim olan Hollanda maçın son dakikalarında eşitliği sağlayarak bizleri çok heyecanlandırdı. Ancak penaltılarda Arjantin’in güçlü ayaklarına karşı koyamadılar. İlk finalist Arjantin olmuştu. Turnuvanın sürpriz takımı Müslüman kardeşlerimiz Fas da dün akşam Fransa karşısında final mücadelesi verdi. Bence kupayı Arjantin alır çünkü Arjantin'in gerek oynadığı futbol gerekse elinde bulundurduğu yıldız oyuncular başta Messi, Di Maria ve Martinez gibi oyuncular olduktan sonra bence kupayı Arjantin kazanacak.(EFE KAAN ÖZTÜRK)

İŞ İNSANI ERDEMOĞLU"OKUDUĞUM KENT TRABZON'A HİZMET GURURUMDUR"

İbrahim Erdemoğlu 1962 yılında Besni'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Gaziantep'te bitirdi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü mezunu olan İbrahim Erdemoğlu henüz okul yıllarında baba mesleği olan halı ticaretine başladı. 1998 yılında, bugün parça halı sektöründe dünya lideri olan Merinos Halı'yı kuran Erdemoğlu, parça halı ve iplik üretimindeki başarısının ardından 2005 yılında köklü bir halı markası olan Dinarsu'yu satın aldı.

Hani bir özlü sözümüz vardır ya,"Doğduğun yer değil, doyduğun yer vatanındır" diye... Bu söz doğru ama bir de okuyup para kazandığın yer de olmalı. Yıllar önce Güney Doğu Anadolu Bölgesi illerinden Gaziantep'ten Karadeniz Teknik Üniversitesi'ni kazanıp Trabzon'a gelen Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, sosyal alanda da elinden gelen desteği topluma vermek için gayret gösteriyor.

Bu amaçla da yakın ve aynı zamanda Üniversiteyi de birlikte okuduğu arkadaşı Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih’in de katkılarıyla Akçaabat Söğütlü'de Spor Lisesi yapmak için kolları sıvadı. İş insanı İbrahim Erdemoğlu sadece bununla yetinmiyor. 1923 yılında kurulan, Cumhuriyetle yaşıt ve bu sezon 3. Lig’e çıkmak için şampiyonluk mücadelesi veren Akçaabat Sebat Gençlik için de elinden gelen desteği veriyor. Erdemoğlu, Kırmızı- Beyazlı kulübün Söğütlü mevkiinde bulunan eski tesislerinin yanı sıra yapılan dolgu alanındaki yer için de hem modern bir tesis hem de iki futbol sahası yapacak.

Trabzon'u hiç bir zaman unutmayan ve ikinci memleketinin Trabzon olduğunu dile getiren İş insanı İbrahim Erdemoğlu, Trabzon'un kendisinde ayrı bir yeri olduğunu dile getiriyor. Erdemoğlu, "Hep derler doğduğun ve doyduğun yer önemlidir. Bir de okuduğun yer de çok önemli. Ben hayata atılmayı Trabzon'da öğrendiğim. Onun için Trabzon'a hizmet borcum var. O hizmet için elimden geleni yapacağım. Bu benim için en büyük mutluluk" dedi. İşte size güzel bir iş insanı profili. Biz de Trabzon'a bu hizmetleri yapan Türkiye’nin ilk on arasında yer alan iş insanı İbrahim Erdemoğlu'nu kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.