Yer : İstanbul Bayrampaşa
Eylül’ün son günlerinde yapılan bir düğünde, halay sırasında çalınması istenilen istek parça çalışmadığı için gelin dövüldü!
Evet yanlış okumadınız, gelin dövüldü!
Gelin ile birlikte akrabalarda dövülerek taraflar karakolluk oldu!
Yer : Ankara
Ekim ayının ilk günlerinde müzisyen Onur Şener, istek şarkıyı söylemediği için tartıştığı kişilerce hunharca öldürüldü!
O kadar öfkeliyim ki!
Yahu insanlar sizin isteklerinizi yapmak zorundalar mı?
İnsanlar sizin dinlediklerinizi, dinlemek zorundalar mı?
Her şeye hükmetmeye sahip olduğunuzu sanan o ilkel beyinleriniz yüzünden bir çiftin en güzel günü heba oldu!
Her şeye hazır konan, hiçbir emek vermeden mevki makam sahibi olmuş üç insan yüzünden bir güzel adam gencecik yaşında toprağa girdi.
İki güzel evlat babasız kaldı!
Değer mi?
Ne istiyorsunuz?
Vaktiyle anneleri, babaları, ebeveynleri tarafından pışpışlanılan, oğlan çocuğu diye gözlerinin içine bakılarak büyütülen erkek çocukları, şimdilerde her şeye bir bahane bularak karşısındakinin canını almaya hakkı olduğunu sanıyor!
Hele de ellerine silah almaya görsünler!
Her şeyi, herkesi, hatta kainatı yok etmeye hakları olduklarını sanıyor mübarekler!
Trafikte, evde, işte, sokakta, kahvede, lokantada, asansörde, otobüste, barda, düğünde, baba evinde, yolda, izde, sohbette…
Her yerde ama her yerde öldürmeye hakları var!
Ülkemdeki şu durumu hayretler içinde izliyorum!
Yozluktan, kabalıktan, küfürbazlıktan, nobranlıktan, saygısızlıktan, boş beyinlilerin kendilerini bir halt sanmalarından, insanların hayatlarına burunların sokulmasından, insanlıktan çıkılmasından, menfaatler uğruna tepkisiz kalınılmasından, anlayışsızlıklardan bıktım usandım!
Daha geçenlerde bu ülkede bir abi, üstelikte vekillik yapmış bir abi, hırsızlıktan tutuklanan kardeşini “ islam hukukunda ganimet müessesesi vardır.” Diye savundu.
Ben daha ne diyeyim?
Bu ülkede daha geçen gün, tepedekiler “ben yaptım. Hayır ben yaptım.” Kavgasına tutuştular, asıl yapanın, parayı verenin HALK olduğunu unutarak…
Yanlış büyütülen çocuklar, tepeden dibe süregelen kavgalar…
Bilinç altında yatan; para da benim olsun, koltuk da benim olsun, eski karım da benim olsun, yeni sevgilim de benim olsun, istek şarkıda benim olsun, mal da benim olsun, yol da benim olsun, makam da benim olsun hırsı…
Aşırı ötesi bencil yürekler!
Ve sonuç…
Toplumun tüm birimlerine sirayet eden nefret duygusu!
Herkes sinirli, herkes gergin, herkes barut fıçısı!
Yazmaya başladığım günden beri bu duruma tepki gösteriyorum.
Çünkü gittikçe dozunu arttıran bir sevgisizlik havası ülkemde hakim ve ben bunu gözlemleyerek fazlasıyla hissediyorum. Sinirleri alınmış ben bile bu yazımı son haberlerin üzüntüsünden öfke içinde yazıyorum.
Televizyonu açıyorsunuz… En kıytırık tv programında dahi tek şey var. Kavga!
Sosyal medyaya bakıyorsunuz… Kavga!
Trafiğe çıkıyorsunuz… Kavga!
Sokakta yürüyorsunuz… Kavga!
Havaalanında… Kavga!
Alışveriş de… Kavga!
Futbol da… Kavga!
Siyasette… Kavga!
İktidar ve muhalefetten iki arkadaş bir araya geliyor. Onun da sonu kavga.
Ben çok yoruldum bu bencil ruhlardan.
Ya siz?
Siz yorulmadınız mı?