Eser, "Panu Kitap" yayınevinden neşredildi. İlk romanı olma mahiyetini taşıyan ve Karadeniz'in Türkleşmesini, Trabzon'un fetih sürecini konu edindiği "Türkân-ı Çepni" de bu yayınevinden, 2021 yılının yaz aylarında çıkmıştı. Şair Çepni Serhat ÖZTÜRK, şiirlerini genel olarak nihilistik ve varoluşçu karakterinin dışa vurumu olarak görüyor. Hatta yazmış olduğu şiirler için "şiirimsi" terimini uygun gördüğünü de her defasında belirtiyor. Sanatı önce "kendisi" için, sonra "sanat" için, sonra "diğerleri" için icra ediyor. Dolayısıyla; yazınsal işlerinde herhangi bir kuralı tanımıyor oluşu, kalemini serbest stilde oynatışı onun en baş özelliği olarak görülüyor.

Eserlerinde Türkiye'nin toplumsal ve siyasî problemlerini de işleyen Çepni, bu problemlerin ortaya çıkış süreçlerini de, temel sebeplerini de felsefî yorumları ve metaforları ile okuyucuya sunuyor. 

Kıta Felsefesi, Nihilizm ve Varoluşçu Felsefeyle de yakından ilgilenen yazar, Hezimet adlı bu kitabının son sayfalarında, sanat anlayışını da açıklamadan geçmiyor ve ezberleri bozan yazısıyla/anlayış biçimiyle diğer sanatçılara bir nevi rest çekiyor.

(Şiirleri, biyografik bir özellik de taşımakta.
Mağlup, ezilmiş, hor görülen, itilmiş, yalnız adam profili ise eserlerinde çok sık görülmekte. Ölüm, hastalık gibi temaları çok fazla işlemiştir.) 

HEZİMET ADLI KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI

İnsan, niçin bir şeyler kaleme alır?
Soru bir, bu.
"Biraz daha yaşayabilmek için belki, yazmaktan başka çıkar yol kalmamıştı sanki bana... Ve bu kocaman, derin şair havuzunda da tanınmak nasip olmayacak gibi."
Öyleyse bu beyhude emek niye? Değil mi?
Bütünlüklü/sağlam bir nihilistin ya da herhangi bir varoluşçunun değil, en iyi tabirle; arafta kalmış olanın, "insanın" kaleminden karalamalar...
Şimdilerde, kendisi için sanat icra eden bir şahıs.
Değersiz olanın, kendisi gibi itibar görmeyecek ve karşılık bulmayacak dizeleridir bunlar.
Bunu yayımlaması bile absürt.
Çelişki ve tutarsızlığın, ama ondan önce hayal kırıklıklarının vücut bulmuş hâli kendisi: Çepni Serhat ÖZTÜRK
En önemli soruyu sormak lazım: Fakat neden böyle oldu bu adam? 
Bu da ikincisi olmakla birlikte, bu yazının sonuncu sorusu idi. Kalan boşlukları kafanıza göre doldurun, çok önemli değil.

Çepni Serhat ÖZTÜRK'ÜN ŞİİRİ:

Sovyet Artığında

Ağır bir gam taşıyor şehir,
Yurda girebileceğim son saat onbir,
Karanlık sokakta, tente altına sığınıyorum.
Dizlerimin bağını çözüyor soğuk.
Bir sigara yakıyorum,
İki, üç, dört, beş, altı,
Bilmiyorum, ne haltlar yiyorum.
Bir fırt daha! "Bu bitti."
Yenisini yakıyorum.
Bir tabela: "Cengiz Aytmatov Bulvarı"
Bu isim, düşündürüyor beni.
İkidir de telefona bakıyorum,
Beş, on, onbeş, yirmi.
Az dakika kalmış, koşuyorum.
Küçük su göletlerine, çamurlara batıyorum.
Kafamda yeni kitaplarımın sıraları,
Dilimde aykırı fikirlerim,
Düzeltemediğim esenliğimi,
Aforizmayla, şiirle kusuyorum.
Açık bir alana geliyorum,
Sekiz, dokuz, on, onbir...
Yetişirim diyorum.
Soğuğa soğuk katıyor bu Sovyet binaları,
Yoğun bir kasvet kokuyor şehir,
Düşüncelerim yükseliyor, titriyorum.
Yurda giriyorum, sekiz kişilik odaya.
Yalnızım, yorgunum, bıkmışım,
Uyumayı seçiyorum... Çepni Serhat ÖZTÜRK
Birol Sancak

Editör: Birol Sancak