Sevgili okurlar geçen hafta oynanan maçların bir bölümü yoğun kar yağışı altında oynandı. 
Biz de Rize’de bundan nasibini alan takımlardan biriydik. 
Akla gelir ki her iki takım da aynı sahada mücadele ettikleri için bunu mazeret olarak sunmak doğru değildir. 
Bu görüşe katılmamak mümkün değil. 
Ancak top tekniği yüksek takımların böyle sahalarda yeteneklerini göstermeleri hiç de kolay değildir. Söz gelimi Nwakaeme maçın kaderini değiştiren adam özelliği olduğu halde sahada varlığından söz etmek mümkün değildi. 
Nitekim hocası onu dışarı almak zorunda kaldı. 
Abdülkadir için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
Sevgili okurlar dikkat ettinizse saha koşullarını dikkate alarak maçın tehir edilmesine hiçbir sahada gidilmedi. 
Zaten takım sayısına göre sıkıştırılmış ligi oynadığımız için bu durum da biraz zorunluluktan kaynaklandı diyebiliriz.
Bu koşullarda oynanan maçta öne geçtiğimiz halde maçı tutamamamız eleştiri konusu olabilir. 
Ne var ki saha koşullarının olumsuzluğu yüzünden ender görülen bir olayla üç penaltı kazanan rakip karşısında maçı 3-2 yenik bitirdik. 
Son penaltı öncesinde olan bariz faulü hakemin hemen yanında olmasına rağmen görmemesini yorumculara bırakalım.
Asıl konumuza gelirsek önümüzde hiç de kolay olmayan 8 maç daha var. 
Şampiyonluğa giderken rekor kıralım derken evdeki bulgurdan olmamalıyız. 
Buna azami dikkat ve konsantrasyonu sağlayarak yürürsek Rize maçını alacağımız dersle kayıp değil kazanç hanesine yazabiliriz.
Sonuç olarak Rize’nin de ligde kalabilmek adına verdiği mücadeleye de saygı duymak lazım. 
Umarım bizim maçtan aldıkları üç puan onlar için kırılma maçı olur ve de ligde kalırlar. 
Ancak Rize seyircisinin maçın sonlarında yaptıklarından sonra bunu ne derece hakkediyorlar doğrusu merak konusudur. 
İyi haftalar.