Kayıp işçilerin bulunması için yoğun bir çaba harcanırken, yaşanan faciada ihmaller zincirinin olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.
Bu felaketin sorumlularının yargı karşısında hesap vermesi ve benzeri felaketlerin önlenmesi için çağrı yapıyoruz. Tüm ÇED kararlarının iptal edilmesi ve altın madeninin derhal kapatılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, doğaya ve topluma verilen zararların önüne geçilebilir.
Öncelikle, yaşanan facianın nedenlerine dair pek çok soru sormak gerekmektedir. Liç yığınının kaymaması için stabilite hesapları yapıldı mı? Hava durumu ve iklim değişikliğine dair önlemler alındı mı? Bölgenin depremsellik haritasına uyuldu mu? Bu soruların cevaplarına ulaşmak ve sorumluları tespit etmek önemlidir.
Madeni işleten Anagold şirketinin yüzde 80'i Kanadalı altın maden şirketi Alacer Gold’a (SSR Mining) aitken, geriye kalan yüzde 20'si Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e aittir. Şirketin, geçmişte birçok skandalla gündeme gelmiş olması ve iktidar tarafından korunup kollanması da endişe vericidir. Özellikle, şirketin hukuksuz ÇED kararlarıyla büyütülüp genişletilmesi ve çevreye verdiği zararlar dikkate alınmalıdır.
Son olarak, yaşanan facianın bölgede yaratacağı uzun vadeli ekolojik yıkımın önüne geçilmesi gerekmektedir. Altın madeninin Fırat Nehri'ne yakın bir konumda bulunması, siyanürlü toprak yığınının nehir ve çevresindeki yaşam alanlarını tehdit etmesi anlamına gelmektedir. Bu durum, ciddi çevresel ve ekonomik zararlara yol açabilir.
Siyasi iktidara sesleniyoruz: Artık yeter! Yaşanan felaketin sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları iptal edilmeli ve altın madeni derhal kapatılmalıdır. Memleket toprağı, sermayenin talanına ve doğa katliamına terkedilmemelidir. Kamu çıkarları ve doğa savunusu her şeyin üzerinde tutulmalıdır.
Bu çağrıya destek veriyor, doğaya ve yaşama saygı duyulmasını talep ediyoruz.