Çanakkale’den Balıkesir’in Havran ilçesine 13 gün süren zorlu bir yolculukla yaya olarak dönen Koca Seyit, sabaha kadar evini uzaktan izledi.

Sabaha karşı evine yaklaşan kahraman asker, 9 yıl sonra evine dönerken tanınmaz bir şekilde ve uzun sakallı olarak geri geldi. İlk olarak küçük kızı tarafından yabancı sanıldı, fakat annesinin tepkisiyle kimliği anlaşıldı.

Koca Seyit, çocuğuna “Bu çocuk kim?” diye sorarken, “Bizim çocuğumuz” cevabını aldı. Torunu Muhammed Çabuk, "Ninem anlatırdı, bir süre babama 'baba' diye bile yaklaşamadım" dedi.

Sessiz Bir Kahramanlık: Koca Seyit'in Zor Yaşamı
Savaşta gösterdiği cesareti, kahramanlıkları kimseye anlatmayan Koca Seyit, savaşın ardından 10 yıl boyunca odunculuk ve keçi çobanlığı yaparak geçimini sağladı.

Bir gün Havran'da yol açılışına gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Bu semtte bir Seyit Onbaşı vardı, onu görmek istiyorum" diyerek talimat verdi.

Ancak köyde Koca Seyit'in kim olduğu bilinmiyordu. Jandarmalar, onu kömür yaparken bulup Atatürk'ün huzuruna getirdiler. O sırada üstü başı perişandı ve Atatürk’e sunulmadan önce tıraş edilip düzgün bir ceket giydirildi. Ancak Koca Seyit’in uzun boyu nedeniyle ceketin kolları kısa kaldı.

Atatürk, kahraman askere maaş bağlamayı teklif etti. Ancak Koca Seyit, “Paşam, biz savaşı maaş için yapmadık” diyerek teklifi reddetti. Koca Seyit, savaştan sonra ormandan odun toplayarak kömür yaptı. Ancak bu iş yasaktı ve sık sık zor durumda kaldı. Atatürk, Koca Seyit'in rahatça çalışabilmesi için talimatlar verdi, ancak bu destek kısa sürdü.

Son Yıllar ve Koca Seyit'in Vefatı
Koca Seyit, kış aylarında hamallık yaparak geçim sağladı. Zatürre hastalığına yakalanarak 50 yaşında hayata veda etti. Çanakkale Savaşı'nın kahramanlarından biri olarak anılan Koca Seyit’in ismi, doğduğu köy olan Manastır’a verilerek "Koca Seyit Köyü" olarak yaşatılmaya devam ediyor.