Trabzonspor’un ligde hiçbir iddiası olmasa da F.Bahçe maçları hep çekişmeli ve kıran kırana geçmiştir.
Onun için maçtan önceki düşüncelerim bu maçın da öyle geçeceği yönündeydi. Yalnız beni en çok endişelendiren konu ise bizim oyuncularımızın çoğunun lige havlu atmış gibi oynamaları idi. Bunun da nedeni zamansız bir yönetim ve hoca değişikliğinden kaynaklana etkenlerdir. 1997’den beri F.Bahçe’yi deplasmanda hiç yenemedik, bu maçta da acaba bu kez yenebilir miyiz diyoruz? Fakat şu da bir gerçek ki en kötü futbolu oynadığımız ve en kötü kadromuzla F.Bahçe’yi yeneceğimize hiç inanmadım. Çünkü sezon başından beri olumlu futbol oynamıyoruz. Çok iyi haftalar geçirdik diyemiyorum bundan dolayı da bu haftaki F.Bahçe derbisini boş geçip 26 yıllık galibiyet hasretini yine sonlandıramadık diyorum. Evet ilk yarıdaki 2-0’lık maçın rövanşına eksik bir kadroyla çıktık. Maç başlar başlamaz Trabzonspor kendi yarı sahasına çekildi ve rakibine rahat oynama fırsatı verdi. Bu da haliyle erken golü getirdi. 11.dakikada Arda’nın ara pasına ayağının burnuyla vuran Batshuayi 11.dakikada takımını öne geçirmeyi başardı. Bu golde Eren geç müdahale edince gol de kaçınılmaz oldu. Trabzonspor maça hiç ağırlığını koyamadı, ilk tehlikeli atağımızı 31.dakikada gerçekleştirdik. Hamşik’in şutu az farkla auta gitti. 36.dakikada maçın en net pozisyonunu Larsen’le kaçırdık. Sağdan gelen topa bomboşken çok kötü vurarak bariz golü kaçırmış olduk. İki dakika sonra F.Bahçe Rossi ile pozisyon buldu o da az farkla yandan dışarı gitti. İlk yarıyı özetlersek Trabzonspor kötü oynadı fakat F.Bahçe de gol attıktan sonra hiçbir varlık gösteremedi. Ama biz de onlara ayak uydurunca devre 1-0’lık skorla sonuçlandı.
İkinci yarıya çok kötü oynayan oyuncularımızı sahada görmemiz bizleri çok şaşırttı. Hocamızın bu oyundan memnun olması bizi şaşırttı. İkinci yarıya da F.Bahçe iyi başladı ve pozisyonları da buldu. 55.dakikada Valencia vurdu Uğurcan çok iyi bir hamleyle topu kornere çeldi. 58.dakikada da Bartra’nın orta sahada kaptırdığı topu atan Peres kendi getirdiği topa iyi vurdu ve takımının ikinci golünü atmış oldu. Bu golden sonra bizim hocamız uyandı ve değişikliklere gitti. Fakat bu değişiklikler bile işe yaramadı 71.dakikada Valencia Larsen’e çok şık bir çalım atıp geçti ve vurdu bu vuruş golle sonuçlanınca skor 3-0 a geldi. 78.dakikada İrfancan’ın hatalı pasını alan Gomez bomboş olan arkadaşı Trezeguet’e vermeyip kaleyi düşündü fakat kaleciye çarpan top kornere gitti, bu atıştan gelen topla buluşan Trezeguet’e penaltı yapıldı atışı da Trezeguet kullandı ve skoru 3-1’e getirdi. 26 yıllık hasret yine bitmedi ve İstanbul’da yine kazanamadık.
Büyük umutlarla çok para vererek aldığımız ancak böyle önemli maçlarda bile ilk onbirde oynamayan yıldız diye tabir ettiğimiz oyuncularımız bizleri ve taraftarlarımızı hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu oyuncularda Trabzonspor’a Ağaoğlu ve A. Avıcı’nın kazıklarıdır herhalde. Bir de yeni hocamız Nenad’a bir sözüm var. Sağ beki sol bekte, sol beki stoperde, stoperi de sağ bekte hangi felsefeyle oynattın anlayamadım? Böyle bir dizilişi senin gibi bir hocanın yapması şahsen beni şaşırtmadı dersem yanlış olmaz.