Koronayı bile siyasete bağlayıp handikap yaratanlar...
Öncelikle...
Evet, 70’li yıllarda ülkemizde yağ, şeker, tüp kuyrukları olmuştur.
Ama bunun nedeni, Başbakan Yardımcısının ve ilk emri verenin Erbakan, Başbakanın da Ecevit’in olduğu hükümettir. Çünkü o hükümet 1974 yılında Kıbrıs’a çıkartma yapmıştır. Yansıması da Emperyalist güçler tarafından uygulanan ambargolardır!
Şimdi hiç bir tarih bilgisi olmayanın anlayacağı şekilde yazıyorum:
Bize “ Türkler Kıbrıs’ta varlık gösteremezler! Gösterirlerse de işte böyle ambargo uygular sizi yokluğa mahkum ederiz!” Dedikleri için bu kuyruklar oldu!
Yakın geçmişte Rahip Bronson sonrası Amerika’nın bize dolar üzerinden yaptığını görmediniz mi?
Eğer biz o rahibi vermeseydik tarihte yaşadıklarımızın farklı varyasyonlarını yaşamayacağımızı söyleyebilir misiniz?
Kısacası, elbette partinizi savunun!
Ama doğruyu da bilin!
 
**************
Doğru demişken...
Virüs Çin’de ortaya çıkınca “Gör bak Allah verdi belalarını!”...
Virüs Avrupa’da ortaya çıkınca “ Görün bakın işte kafirler nasılda çekiyor cezalarını!”
Virüs biz de ortaya çıkınca “ Kurban olduğum Allah bizi imtihan ediyor!” Diyerek iki yüzlü davrananlar!
Zor, kendi başına gelince “ Allahım sen yardım et!” Diye yalvaranlar!
Yıllardır yazıyorum Yemen’i...
Ne yazık ki yazmaktan ve maddi yardım yapmaktan başka elimden bir şeyin gelmediği, “Giden gelmiyor, acep nedendir?” Denilerek türkülere konu olan Yemen’i...
Şeriatla yönetildiği için Suudi Arabistan’ın attığı bombalara sesini çıkartmayanlar!
Suudi’nin koyduğu ambargolar yüzünden ilaçsızlığa, açlığa mahkum olan o masum bebelere bir kez olsun bile tepki göstermeyenler...
Sırf dindaş olduğu için ses çıkarmayıp savaşa kurban edilen o canların varlığını  görmezden gelenler!
Ne sandınız ki?
Siz hapur hupur yerken, gıdasızlıktan gelişemeyerek avuç içi kadar kalan o günahsız, sesleri solukları açlıktan kesilen yavrucukların ah’ı yok mu sandınız?
Sahi ne sandınız?
 
****************
Ağaçlar söküldü köklerinden!
Canım güzelim dağlar, kele döndü!
Dereler kurudu rant uğruna!
Şehirlerde nefes alacak yer kalmadı!
Sahiller betondan setlere döndü.
Güneşi bile göremez olduk, boy boy gökdelenlerden. Gölgeleri çöktü mahallelerin üzerine de gıkınız çıkmadı!
Gidemediğiniz, göremediğiniz yerleri savundunuz ideolojileriniz uğruna da, “ Yahu bu doğanın sahibi biz miyiz ki, bizimmiş gibi hoyratça kullanıyoruz?” Demediniz...
Sahi ne olacaktı sandınız?
Kökünden söktüğünüz o ağacın ahı yok mu sandınız?
Toprağı kazıyarak yok ettiğiniz o karıncanın?
Dalsız, yuvasız kalan o kuşun, ahı yok mu sandınız?
Şehrin ortasında çırılçıplak bıraktığınız kirpinin?
Sahi siz ne sandınız ki?
Şimdi tutmuş “ Allah’ım yardım et!” Diye yakarıyorsunuz...
“ Komşusu açken tok yatan bizden değildir!” “ Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz...” Diyen peygamber ümmetinin, bu merhametsizliğini Yaratan görmez mi sandınız?
******************
“ Bundan sonra Dünya eskisi gibi olmayacak!” Söylentileri...
5G senaryoları, üst akılın Dünya da yaşayan insan sayısını 500.000’ne indirme dedikoduları... Vs,vs... Korku ve endişe bekleyişi içinde geçen çaresiz günlerde rastladım bilgiyle.
Genç yaşta tıp, felsefe, matematik bilimlerinde uzmanlaşan İbn-i Sina bir deney yaparak 2 kuzuyu 2 ayrı kafese koyar.Aynı cinste, aynı yaşta, aynı kilodaki kuzuları aynı yemlerle besleyerek yan kafeslerden birine de bir kurt yerleştirir. Fakat yan kafesteki kurtu, kuzulardan sadece biri görmektedir.
Aylar sonra kurdu gören kuzu, güçsüz ve çelimsiz kalarak ölür. Kurt kafeste olmasına ve kuzuya hiçbir şey yapmamasına rağmen yaşadığı stres ve korku yüzünden ölmüştür. Oysa kurdu görmeden kafesinde yaşayan diğer kuzu besili ve huzurludur.
İbn-i Sina bu deney ile zihinsel etkilerin sağlık ve beden üzerinde ki olumlu ve olumsuz etkilerini deneyimlemiştir.
Demem o ki; şu an Korona denilen kurt tarafından köşeye sıkıştırıldığımız bu günlerde size endişe, üzüntü, kaygı, stres ve korku veren tüm haberlerden uzak durun. Böyle konuşmalar yapanları da dinlemeyin.
Açın pencerenizi seyredebildiğiniz kadar gökyüzüne bakın, derin derin nefesler alın ve liste yapın.
Bu güne kadar yapmadığınız, ıskaladığınız, ertelediğiniz şeylerin listesini...
Kederli kuzu olmayın...
Gülümseyin hayata ve hayatın getirdiklerine... Aslında mutlu olmamız için o kadar çok neden var ki ...
Fark edin.