Kitap okumadığım her günü hayatımdan kopan kayıp bir gün sayarım. Kitap okuduğum günler geri kazanılmış zaman dilimleridir benim için… Günler öyle veya böyle, bir şekilde geçiyor.

Zamanı durdurmak elimizde olmasa da içini gereğince doldurmak elimizdedir. Zamanın içini, ancak verimli çalışmalar yaparak, özellikle okuyup yeni bilgilere ulaşarak doldurabiliriz. Geçen günlerin ömrün kâr hanesine yazılmasını istiyorsanız onları okuma eylemiyle doldurun.  Okumanın yararları üzerinde bugüne kadar söylenmesi gereken her şey söylenmiştir. Okumanın faydasını, hayatımıza kazandırdıklarını, zamanı ne kadar güzelleştirdiğini bilmeyenimiz yoktur. Düşünen, yeni fikirler üreten, tartışan, düşüncelerini, rahatlıkla ifade eden nesilleri ancak okuma tezgâhları olan kütüphanelerde yetiştirebiliriz.

Günümüzde Türk milletinin yeterince ve gereğince okumadığından şikâyetçiyiz. Hiç kimse çok okuyan bir toplum olduğumuzu söyleyemiyor. Hastalığın tespit ve teşhisi doğru olsa da tedavi yolunda bugüne dek ciddi bir yol alabilmiş değiliz. İşin hâlâ sitem ve şikâyet safhasındayız. Her nedense bu hususta eylem safhasına geçmiş değiliz. Bu hususta münferit gayretlerle de herhangi bir netice alınamıyor. Oysa yapılması gerekenler bellidir. Çocuklarımıza henüz körpeyken kitabı sevdirmeliyiz. Onların en güzel oyuncakları kitaplar olmalıdır. Batılılar, Ruslar ve Japonlar kitap okuma konusunda çok büyük yol almışlardır. Bizler eğer hiçbir şey bilmiyorsak onların yaptıklarından kendimize paylar çıkarıp gelecekte neler yapılması gerektiğine dair kendimize sağlıklı ve emniyetli bir yol haritası çizebiliriz.

Hal ve hareketlerin davranışa dönüşmesi uzun zaman alıyor. Belli yaşa gelen kişilerin davranışlarını değiştirmek, onlara alışık olmadıkları şeyleri davranış olarak kazandırmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. “Ağaç yaşken eğilir” demiş atalarımız. Bu sözden yola çıkarak istendik davranış değişikliklerini çocukluk devresinde gerçekleştirme gayreti içerisine girmeliyiz. Gelecekte sağlıklı düşünen ve üretken nesiller yetiştirmek istiyorsak geleceğimizin teminatı olan nesillere çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması şarttır.

Bugünkü nesil kendini ifade etmekten acizdir. Çünkü mevcut eğitim sistemi ders kitapları dışındaki kitapları okumamızı teşvik etmiyor. Okuyanla okumayan arasında fark gözetilmediği için okuma eylemi boş zamanları dolduran bir uğraş olarak görülüyor. Oysa kitap boş zamanlarda okunmaz sadece. Kitap okumak için zaman boşaltmak, bu işe vakit tahsis etmek gerekir. Gençlerimizin kelime hazinesi yetersizdir. Bunun için, yarınlarımızın ışığı olacak çocuklarımız algılamada ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Kelime hazinesi yetmiyor çocuklarımıza, bundan dolayı birkaç cümle kurduktan sonra devamı gelmiyor.

Çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandıramıyoruz. Çocuğun okuduğu ilk kitaplar çok önemlidir. Eğer bunlar yanlış seçilirse okuma eyleminin devamı gelmez, bu faydalı iş, sekteye uğrar. ‘Oku da ne okursan oku’ mantığı son derece yanlıştır. Mademki ömrümüz boyunca bütün basılı kitapları okuyamayacağız, buna ömür basamaklarımız yetmeyecek, o zaman okumada seçici davranalım. Lakin çocuğun beğenilerini de dikkate alalım. Çocukların bizim dışımızda kendince bir düşünce ve hayal dünyaları olduğu gerçeğini kabul edelim. Onlardan birebir bizim gibi düşünmelerini beklemeyelim. Fakat kararlarında çokça hatalar yapan bu genç beyinleri koruyucu gölgemizden de mahrum etmeyelim.

Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak bir yaştan sonra zorlaşmaktadır. Çocuk ailede kitap okuyanı görmeyince kendisi de bu gayretten uzaklaşmaktadır. Öncelikle anne babalar çok sayıda kitap okuyarak çocuklarına öncülük etmelidir. En etkili davranış kazandırma yolu örnek göstererek, yaşatarak benimsetme metodudur. Çocukların okuma saatleri ebeveynler tarafından belirlenmelidir. Çocuk ne zaman ne yapacağını bilmeli, hayatını ona göre yönlendirmelidir. Çocuklarımıza önemli günlerde pahalı elbiseler yerine kitap almalıyız. Her evde küçük de olsa bir kütüphane kurulmalıdır. Evlerimize gazete ve dergi girmelidir. Fakat çocuklar zararlı yayınlardan da muhakkak uzak tutulmalı ve korunmalıdır.