“İLKOKULA GÖNDERİLMEYEN BİR KADININ OĞLUYUM”
Şahin, törende “En İyi Senarist” ödülünü alırken yaptığı konuşmada, kendi hayatından kesitler sunarak izleyenleri şaşkına çevirdi. “Ben, dini gerekçelerle ilkokula gönderilmeyen bir kadının oğluyum” diyen Şahin, annesinin eğitim hakkından yoksun bırakıldığı bir ortamda büyüdüğünü ve ailedeki düzenin babasının kararlarına bağlı olduğunu anlattı. Bu açıklamalar, dizinin senaryosunda yer alan derin aile dramıyla birebir örtüşüyordu.
Şahin, ödülünü rahmetli annesine ve onun gibi şanssız olan tüm kadınlara ithaf ettiğini belirtti. “Bu ödülü, bu ülkenin Kızıl Goncalar’ına adıyorum,” diyerek mesajını güçlü bir şekilde dile getirdi.
SENARYONUN DERİN KÖKLERİ ORTAYA ÇIKTI
Şahin’in itirafı, dizideki Cüneyt ve Zeynep karakterlerinin hikayesinin neden bu kadar etkileyici olduğunu izleyicilere bir kez daha hatırlattı. Sosyal medya kullanıcıları, “Bu kadar gerçekçi bir senaryo ancak böyle bir hayat hikayesinden çıkabilirdi” diyerek senariste övgüler yağdırdı.
KIZIL GONCALAR 3 ÖDÜLLE GECEDEN AYRILDI
Dizi, sadece senaryosuyla değil, oyunculuk ve yönetmenlik başarısıyla da dikkat çekti. Başrol oyuncusu Mert Yazıcıoğlu “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü alırken, yönetmenler Ömür Atay ve Özgür Sevimli de “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandı. Bu ödüller, Kızıl Goncalar dizisinin başarısını bir kez daha gözler önüne serdi.
SOSYAL MEDYA YANGIN YERİNE DÖNDÜ
Şahin’in açıklamalarının ardından sosyal medya adeta yorum yağmuruna tutuldu. İzleyiciler, dizinin senaryosunda yatan derin kişisel bağları tartıştı. “Kızıl Goncalar, senaristin hayat hikayesinin yansıması” gibi paylaşımlar yapılarak dizinin başarısına olan hayranlıklarını dile getirdiler.
GERÇEK HAYATTAN EKRANA TAŞINAN DRAM
Kızıl Goncalar dizisi, yalnızca güçlü bir hikaye anlatımı sunmakla kalmadı, aynı zamanda toplumsal sorunlara da dikkat çekti. Şükrü Necati Şahin’in bu etkileyici itirafı, dizinin başarısının ardında yatan gerçek hayat hikayesini ortaya koyarak izleyenlerin ilgisini daha da artırdı.