Prof. Dr. Coşkun Erüz açıklamasının devamında: “Arıtılmayan her su kirlenmiş deniz ekosistemini etkiler ve bozar, balık dahil her türlü canlıyı olumsuz etkiler. Şuan kullanılan derin deniz deşarjı sisteminde katı pislik tutuluyor diğer kısım denizin altından 1 km uzaklıkta açığa bırakılıyor. Karadeniz kendine has özellikleri olan bir deniz, tuzluluk özelliği ile 7 dereceden 28 dereceye kadar değişen özel ve kırılgan bir yapıya sahip olduğu için balık türü çeşitliliği tüm bu olumsuz gelişmelerden sonra azalıyor. Denizlerimizin korunması ve üzerinde yapılacak her şeyin bilimsel olarak yapılması gerekir. Denizin uzun süre bilimsel açıdan izlenmesi gerekir. 
Çamburnu veya Araklıda ki çöp tesisleri gibi doğaya düşman vahşi depolamanın yapıldığı tesisler yaparsak durup üzerinde düşünmek lazım. Bilimsel ve sosyal çevrenin korunacağı bölgedeki insanların uygun göreceği projeler olmalı. Bugün Araklı Arsin halkı çöp tesisinin kokusu ve çevreye verdiği zarar dolayısıyla her gün beddua ediyor. Çöp tesisinin içerisinde girişine toprak dökülerek kapatılan milyon yılda oluşmuş 1 metre çapındaki dikit ve sarkıtların olduğu mağaraların görmezden gelinmesi ise çok acı bir durumdur.

Deniz suyu sıcaklıklarında anormal rakamlar yüksek, 15 Eylülde deniz suyu sıcaklığının 22 derece civarında olması gerekir fakat yaptığımız ölçümlerde 27 derece ölçüldü. 5 derece ısı farkı çok tehlikeli bir göstergedir. Denizlerimizin, çevrenin kirlenmesi devamında küresel ısınma ve iklim değişiminin sonucu dünyada gelişen olaylar Karadeniz’i de olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum deniz suyunun ekolojik yapısını (fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısını) canlı türleri ve bolluğunu da etkilemektedir. Hangi balık veya organizmalar bu yüksek sıcaklıklarda üreme, beslenme ve kışlama göçü yapar. Bu durumun beklenen ve yaşanan bir diğer etkisi bölge iklimindeki değişim ve hava sıcaklığına da bağlı yüksek yağış ve sel riskidir. Bu kış sıcak geçecek diye düşünmeyelim daha serin ve yağışlı bir kış bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Lapaza Yaylası’nda Mahsur Kalan Baba ve Oğul Kurtarıldı Lapaza Yaylası’nda Mahsur Kalan Baba ve Oğul Kurtarıldı


Trabzon Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Yasin Taflan ise Biyolojik Atık Su Arıtma Tesislerinin olmayışının insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Yasin Taflan açıklamasında: “Uzun yıllar öncesinden beri bölgemizde ileri biyolojik arıtma sistemi olması gerekiyordu. Bölgemizdeki Belediye Başkanları ile defalarca görüştük. Altyapı çalışmaları çoktan bitmiş olmalıydı. Atık su konusunda yüzde 50 seviyesinde bile değiliz. Şu an kullanılan derin deşarjlarımızda ciddi sıkıntılar var. Bazı ilçelerimizde mesela Şalpazarı’nda arıtma tesisi hiç yok direk pislik dereye veriliyor.
Antalya Lara’da Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi yapmışlar üzerinde futbol maçı oynuyorlar. Kokusunu, görüntüsünü halletmişler. Turizmden bölgemiz ciddi bir gelir elde ediyor. Şehrimize gelen yerli ve yabancı turistler içinde denizlerimizin temiz olması önemlidir. Trabzon İçme Suyu ve Kanalizasyon İdaresi (Tiski) çok iyi yapılandırılmalıdır altyapı, insan kaynağı, maddi imkan kurum için önemlidir. Trabzon Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Murat Zorluoğlu döneminde altyapı yenilemesi ile çok önemli bir çalışma olan yağmur ve atık su ayrıldı. Fakat Ordu’dan Artvin’e kadar olan deniz sahilinde Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi olmadığı için çok yoğun bir kirlilik yaşanıyor.
Aşırı yağışlarda derin deniz deşarjı problemli çalışıyor. Antalya’da denize girince denizin dibini görüyorsun. Trabzon da biz nerde bunu görüyoruz. Trabzon’da tek olan Mavi bayraklı Sürmene Çamburnu sahilini koruyamadık. Gemi sanayi ve çöp tesisi Çamburnu’nu mahvetti. Sarıçam ağaçlarının deniz seviyesinden başladığı dünyada ender görülen yerlerden biri olan Çamburnu sahilinde denizin üstünde poşetler yüzüyor. Anlatırken bile maalesef insanın içi parçalanıyor. Her belediye kendi sahasındaki deniz alanlarına sahip çıksın” ifadelerini kullandı.

Muhabir: DOĞUKAN ÖZKURT