Çayeli'ndeki heyelanda 1 kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Özgenç Akın, depremlerin heyelanları tetikleyebileceğini belirterek, bunun doğanın temel yasalarından biri olduğunu söyledi. Akın, özellikle Rize’nin dik yamaçlara sahip olmasının ve bölgedeki yüksek yağış miktarının, stabil olmayan yer altı tabakalarını heyelanlara zemin hazırladığını vurguladı.

Rize'deki Deprem Bekleniyordu

Rize’deki 4.7 büyüklüğündeki deprem, yerbilimciler için sürpriz olmadı. Dr. Akın, Türkiye'nin büyük bir kısmının deprem bölgesinde olduğunu belirterek, Rize’nin de bu kapsama girdiğini ifade etti. "Rize'deki deprem bize sürpriz olmadı. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir ve bu durum bilimsel olarak kabul edilen bir gerçektir" diyen Akın, 1996 yılında yapılan eski deprem haritalarının, özellikle beşinci derece deprem bölgeleri hakkında yanlış bir algı oluşturduğunu kaydetti. 2018 yılında yapılan yeni haritanın ise daha hassas bir şekilde deprem risklerini ortaya koyduğuna dikkat çekti. Akın, Rize’deki 4.7 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına yakın olan bölgelerde meydana gelebilecek büyük depremlere nazaran daha düşük etkiler yaratabileceğini söyledi.

Depremler ve Heyelanlar Arasındaki İlişki

Borçka’da 4 Köyü Birbirine Bağlayan Yolda Çökme! Borçka’da 4 Köyü Birbirine Bağlayan Yolda Çökme!

Dr. Akın, depremlerin heyelanları tetikleme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. "Doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Yani bir kütle hareketi, heyelanlara neden olabilir. Özellikle bizim gibi dik yamaçlara sahip bölgelerde, yüksek yağış oranları yer altı tabakalarını zayıflatarak heyelanları tetikleyebilir" şeklinde açıklama yapan Akın, bu tür olayların 6 Şubat 2023 depremi sonrasında da yaşandığını hatırlattı. Bölgenin eğimi ve yağış miktarının, heyelanları tetikleyen önemli faktörler olduğunu ifade etti.

Yapılması Gerekenler

Depremlerin ve heyelanların etkilerini en aza indirmek için bazı önlemler alınması gerektiğini belirten Akın, zemin etütlerinin yapılmasının önemine vurgu yaptı. "Parsel bazında zemin etütleri çok ciddi şekilde yapılmalı ve bu çalışmalar uzman yer bilimciler tarafından denetlenmelidir" dedi. Ayrıca, mikro ve makro bölgeleme çalışmalarının da büyük önem taşıdığını belirten Akın, bu çalışmalar sayesinde imar planlarının doğru bir şekilde yapılabileceğini ve olası can ve mal kayıplarının önlenebileceğini söyledi.

Rize'nin Deprem Geçmişi

Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre Rize, dördüncü dereceden deprem bölgesinde yer alıyor. Rize'de 15 Ekim’de meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki deprem, kent tarihindeki ilk 4 büyüklüğündeki deprem olarak kaydedildi. Rize’ye en yakın büyük depremler ise 1892 yılında Artvin’de meydana gelen ve büyüklüğü kesin olarak bilinmeyen, ancak yaklaşık 6 büyüklüğünde olduğu tahmin edilen deprem ve 1906 yılında Erzurum’un Toprakkale-Oltu bölgesinde yaşanan 6 büyüklüğündeki depremdir.

Kaynak: İHA