Trabzon halkının başlıca geçim kaynağı durumunda olan fındığın toplanma zamanı yaklaştı. Her yıl Ağustos ayı gelince başlayan fındık toplama telaşı, ürünün pazara veya piyasaya sürülmesiyle sona erer. Üreticiler bu zaman zarfında amansız sıcak, nem ve zor arazi şartlarına rağmen fındıklarını toplar, kabuğundan ayırır ve son olarak piyasanın durumuna göre satışa sunar.
Ordu, Giresun ve Trabzon’da yoğun olarak yetiştirilen fındığın piyasalara sürüldüğü ilk gün, eskiden bayram olarak kutlanırdı. Geçmişi Cumhuriyet öncesine dayanan bu anlamlı tören, bilhassa fındığın en fazla yetiştirildiği Ordu, Giresun ve Trabzon gibi vilayetlerde adeta bir şölen havası içinde yapılırdı. Hazırlıklarına günlerce öncesinden başlanan ve fındık bayramı olarak anılan bu gün genellikle Ağustos aynının ikinci haftasına denk gelirdi. Fındık bayramlarında ilk yükleme sırasında o güne özel olarak hazırlanan ve süslenen fındık çuvalları, çeşitli tören ve etkinliklerle birlikte önce kayıklara oradan da açıkta beklemekte olan gemilere yüklenirdi.
Mesela 1923 yılında yapılan fındık bayramı etkinlikleri dönemin Trabzon basınında geniş bir şekilde anlatılmıştır. Gazete haberine göre adat-ı kadimiyeden olan yani eskilere dayanan bu törende ilk parti fındıklar Gülcemal Vapuru’na yüklenmiş, fındıkları vapura taşıyan kayıklar defne yaprakları ile süslenmiş, havai fişekler atılmıştır. Halk, iskelenin etrafında toplanmış ve töreni ilgiyle takip etmiştir. Buradan da anlaşıldığı üzere fındık bayramları Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan evvel de kutlanıyordu.
Trabzon’da düzenlenen törenler genellikle gümrük iskelesi önünde yapılırdı. Mesela 1939 senesinde yapılan törenle ilgili olarak verilen bilgilerde saat 16’da gümrük iskelesi önünde ilk fındık mahsulü olan 60.400 kilo fındığın Yugoslavya, Fransa, İngiltere ve Macaristan’a sevk edildiği anlaşılmaktadır. Törende dönemin Trabzon Valisi Osman Sabri Adal, Üçüncü Umum Müfettiş Vekili Haşim İşçan, konsoloslar, umumi müfettişlik müşavirleri, belediye meclis ve ticaret odası üyeleri, borsa reis ve heyetleri ve binlerce halk hazır bulunmuştur. Önce Trabzon Halkevi bandosu İstiklal Marşı çalmış ve bunun ardından yeni mahsulü ihtiva eden kurdeleli çuvalın kurşunlanması validen rica edilmiştir. Saat 17’de, içinde yeni mahsulün istif edildiği çaparlar, motorlar tarafından çekilerek iskele etrafında bir tur atılmıştır. İskelede hazır bulunanlar da motorlara binerek törene iştirak etmişlerdir. Baştanbaşa bayraklarla süslenen kayık ve motorlar Aksu Vapurunun etrafında tur atmış, bu sırada vapurdan çalınan düdükle yeni mahsulü getirenler selamlanmıştır. Son olarak Trabzon Ticaret Odası tarafından davetlilere limonata ikram edilmiş ve böylece tören sona ermiştir.
İyi bir şekilde incelendiğinde fındık bayramı törenleri, o döneme ait bazı kronik sorunların daha iyi anlaşılmasına vesile olmaktadır. Bu sorunlardan en belli başlı olanı, bayramın yapıldığı her bir vilayette de görülen modern bir liman eksikliğidir. Zira Cumhuriyetin ilk yıllarında Ordu, Giresun ve Trabzon gibi Türkiye’nin en önemli fındık ihraç iskelelerinin hiç birinde modern bir liman bulunmuyordu. Şehre gelen gemiler liman olmadığı için açıkta durur, bu arada iskelede bekleyen yolcu ve ticari eşyalar mavna ve kayıklar aracılığıyla gemilere taşınırdı. Bu olumsuz koşullar 1950’lerin sonuna yani karayolu taşımacılığının başladığı yıllara kadar devam etmiştir.
Fındık bayramları incelendiğinde gün yüzüne çıkan sorunlardan bir diğeri ise fındığın satış aşamasında etkili olan yabancı şirketlerin varlığı idi. Zira Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve Cumhuriyetin ilk yıllarında fındığın en büyük alıcısı P.P. Danielsen ve J.J.Hochstrasser şirketleriydi. Yani yabancı menşeili sermayelerdi. Günümüzde dahi bazı yabancı şirketlerin Türk fındığının satışı üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındığında bu sorunun farklı isim ve boyutlarda halen daha devam ettiği anlaşılmaktadır.
Neticede fındık bayramı törenleri, o döneme ait bazı eksiklikleri ortaya çıkarsa da bilhassa fındığın pazarlanması sürecinde üretici ve tüccara motivasyon sağlayan, devlet-millet kaynaşmasını temin eden sosyo-psikolojik olarak oldukça önemli bir etkinlik olarak anılacaktır.