TRABZONSPOR SERİYE ALDI; ONLAR KUDURMAYA BAŞLADI!

Bu fenerlilerin ne kuyruk acısı diner, ne de kıskançlıkları ile küstahlıkları biter!!!

Çok uzun yıllardır NTV ve DOĞUŞ GURUBU'ndan salla baş al maaş bir şekilde boş beleş nemalanan; Rıdvan Dilmen denen birisi, ekranlarda sürekli olarak boş yapıyor.

Bir ara dürüst olmayı denedi ve Trabzonspor'un hakkını teslim etmeye başlamıştı.

Bakın Trabzonspor'u savundu demiyoruz. Zaten mevcut ve apaçık ortada olanı dillendirme işlevini yapabilmişti diyoruz; o da nasıl olduysa...???

Heralde ayan beyan ortada olanın aksini savunsa; itibarsız kalacağının farkındalığında idi olsa gerek ki; biraz da olsa mantık süzgecinden geçen açıklamalar yapabiliyordu.

Lâkin fenev camiasından ve Trabzonspor ismini duysa dahi sırtı kedi gibi kabarıp, kırmızı görmüş boğa gibi köpürenlerden talimat almış olmalı ki; uzun zamandır çok komik, saçma sapan ve içi hazımsızlık dolu beyanlar veriyor.

Bu takım Abdullah Avcı ile çıkışa geçer demiştik. Lâkin topa maç boyu hakim olmaları, göze muhteşem ötesi kıvamda gelen zevk veren futbolu ve farklı galibiyetleri unutun diye de eklemiştik.

Aynen dediğimiz gibi de oldu...!

Avcı geldi. Takımı toparladı. Öncelikli sorunları giderdi. Sistemini kurdu ve seri galibiyetler zincirine bağladı.

Fakat Rıdvan Dilmen denen hazımsız, çok bilmiş ve hayatı; ekmek DOĞUŞ'tan su DOĞUŞ'tan gerçeği üzerine inşa edilmiş bir antipatik zat, sanki TFF Süper Liginde, ligi sürklase eden ve her hafta oynadığı müthiş ötesi ve ezici futbolla adından söz ettiren bir kulüp varmış gibi; her hafta saçmalama, çekememezlik, hasetlik ve çok bilmişlik ivmesini, tepeye doğru son sürat arttırarak boş konuşma serisine bağlamış durumda.

Haksızca ve şaibeli bir şekilde milyon €'luk transferler yapan, bu transferleri yapabilmek için Elif Elmas'ı ve Vedat Muriç'i rica minnet, bir de üzerine Ali Koç'un şahsi hesabından, Napoli ve Lazio kulüplerine gönderdiği paralarla yapan fenevbahçe; sanki ligi domine ediyor ve her hafta üzerine daha da koyarak, bütün takımların korkulu rüyası haline gelmiş gibi; utanmadan, sıkılmadan, kızarmadan Rıdvan Efendi bir de Trabzonspor'un futbolunun vasatlığından dem vuruyor.

Eyyy Rıdvan Efendi; sormazlar mı sana ki; senin fenevin çok mu matah??? O milyon €'luk adamlara rağmen hem de ???

Sırtını devlete yaslamış, bütün baronlardan ve TFF'den torpilli, az tökezlese hemen hakemlerden medet uman, ismi ve mazisi kir pas içinde; yalanlarla dolanlarla, şikeyle şaibeyle dolu dolu sahte ve yapay bir camia...!!!

NTV'de ki programa çıkmadan önce; devirdiği viskilerden ötürü yüzü kıpkırmızı olduğuna aşina olduğumuz, ama arada bir yüzünün rengi normale dönen Rıdvan Efendi; Trabzonspor'un galip olduğu her hafta kızamık dökmüşten de betere dönüyor...!

Biz alıştık artık...!

Ne içersen iç ! Umrumuzda değil!

Lâkin bu; Türk halkına ve yaptığın işe zerre saygı duymadığının aleni ispatı.

Tanımayanlar ve bilmeyenler için; sizlere Rıdvan Dilmen denen spor yorumculuğu oynayan zatı tanıtalım o zaman...??

Teknik direktörlük yapacak becerisi olmadığını bildiği için, sırtını Doğuş Gurubu'na yaslamış, sıcacık evinde elinde viskisi ile boğaza doğru edepsizce kahkaha atan o Türk filmi repliklerinde ki kötü adamlar gibi; kafası güzel bir kıvamda, NTV'nin sıcacık stüdyolarından ahkâm kesen, viskinin azizliğiyle de çokça saçmalayan, bindiği arabayı dahi Doğuş Oto'ya istediği zaman gidip, keyfine göre bedelsiz seçen; bir beyaz Türk gibi, hayatın bütün gerçekliğinden çokça uzaklarda yaşayan; buram buram çok bilmişlik, sevimsizlik, akıl tutulması, çirkeflik kokan ve kendi dünyasında; kendi yalanları dolanları, sahtelikleri ve ehli keyfi ile nefes alıp veren bir Dünyalı...!!!

Şimdi O'nun aldığı da nefes; bizimkisi de...???

Mini minnacık bir farkla ama...!!!

Bizim uşaklar kazıya kazıya, tırmalaya tırmalaya nasır tutmuş tırnakları ile dürüst, helâl, apak, onurlu ve vakur bir mücadeleyi yaşam tarzı olarak şiar edinmişken; O ve O'nun gibilerin ömrü; her saniyesi sahtelik, zevk, safa, kul hakkı yiyerek ve helâl nedir bilmeden, dibine kadar harama batmış ve yaşamı sadece bu Dünya'dan ibaret bilen; çapsız ve günah balçığına bulanmış bir kıvamda geçmeye mahkûm...!!!

Bir de Kemâl Belgin denen bir yaşlı dede; saçma sapan ve Alzheimer belirtisi gösteren yorumlar yapıyor.

Bundan 3-4 ay kadar önce saçmalamıştı. Yaşlandı; dediğinin farkında bile değildir dedik, muhatap dahi almadık.

 Evde oturup torun sevecek hale gelmişsin; yaşından başından utanmadan, ağıza dahi alınmayacak bir üslupla, edep adap bilmez bir seviyeye düşüp, Abdülkadir Ömür'ün boyuyla dalga geçiyorsun.

Kemâl Belgin Efendi; yaşın gelmiş 90 olmuş, ama aklıselimin noksan...!

Belli; paraya ihtiyacın var ki bu yaşta hala tribünlere oynuyorsun. Edebinle, adabınla yorum yapacaksan yap !

Biz sana " DİNAZOR, ALZHEIMER, YAŞ 90 AKIL BAKİ NOKSAN " diyor muyuz ???

Sanmasınlar ki kısa çöp uzun çöpten hakkını almayacak ve hesabı komple kesmeyecek...???

Hiçbir hesap yoktur ki; hakkının verilmesi öteki Dünya'ya kalsın...!!!

NET...NOKTA