Trabzonspor’un en önemli gücü ne yönetimler, ne teknik adamlar ne de sahadaki futbolculardır.
Trabzonspor’u Trabzonspor yapan en başta gelen şey, taraftarının inanılmaz sahiplenme duygusudur.
Ve bu duygunun göstermelik değil, samimi olduğunu kanıtlayan da doğru ,yanlış sürekli yaptığı eleştirilerdir.
Her ne kadar birileri anlamakta zorluk çekse de, o eleştiriler ateşi sürekli tavında tutar..
Ve Trabzonspor için en büyük tehlike bu eleştirileri sona erdirecek, ‘Bana ne ya, ne haliniz varsa görün’ dedirtecek ilgisizliktir.
Allah korusun..
İşte o zaman hapı yuttun demektir..
Çünkü o vakit İstanbul’un 3 büyüğünden biri,dedesinin, anasının,babasının yaşayıp ,mezarının bulunduğu, kendisinin de doğup büyüdüğü, öldüğünde gömüleceği şehrin takımını yendi diye bayram yapanlara dönersiniz.
İsim vermeye gerek yok da, başta yakın çevrimizde olmak üzere böyleleri o kadar çok ki..
Siz zaten hepsini buluyorsunuz.
.***
Siz ne sanıyorsunuz?
Kısa süre önce 0.01 gibi,‘Yüz maç oynasa bir gol ancak atar’ istatistiğiyle oynayan bir takım, bunu hem de deplasmanda 0.86 ya çıkarmışsa..
Koskoca bir ilk yarıda rakibe tek bir pozisyon bile vermemişse.
Yan pas, geri pası çöpe atıp, karşı kalede çadır kurup sayısız gol forsatı bulmuşsa..bulmuşsa..
Gönderilmek için bir sürü bahane üretilen Orsic kendisini tam bulduğunda tek başına maç kurtaracak kalitede olduğunu göstermişse,
Stoper’den kurtulan Mendy ile orta saha yol geçen hanı olmaktan uzaklaşıp, temaslı futbola, rakibe baskıya yönelmişmişse.
Bunda yapılan eleştirilerin payı yok mudur sanıyorsunuz!
Hiç abartısız yüzde 100 dür..
Anlayın artık.
Bu takım Trabzonspor, taraftarı da budur..
Gerektiğinde yöneticisini de,
Hocasını da hizaya sokar.
Vasatı da süper yapar..
Başka yerde hayatı boyunca asla ulaşamayacağı payelere boğar.
İnatlaşmak yerine kulak vermek gerek..
Onca yardımcının yapamadığını yapıyor bu insanlar ..
Üstelik de bedava..(Servet Özkara)