Giresun’un son meydana gelen deprem fay hattına uzak bir yerleşim yeri olmasına rağmen, zemin, yapı stoku ve özellikle güney kesiminde kalan ilçelerin Kuzey Anadolu Fayına yakınlığı itibarıyla bir risk durumundan söz eden Giresun Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Apaydın, aletsel dönemdeki kayıtlara göre büyük deprem üreten, depreme maruz kalmış bir şehir olmasa da güney ilçeleri dikkate alındığında deprem riski altında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ahmet Apaydın yaptığı açıklamada, “Giresun depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’a kuşbakışı 500 kilometre mesafede bulunuyor. Bu depremi oluşturan Doğu Anadolu fayı, Bingöl Karlıova’da Kuzey Anadolu fayı ile yani Giresun’a yakın olan fay ile birleşiyor. Bu fay sistemi Giresun’un güneyinde bulunan Alucra, Çamoluk, Şebinkarahisar ilçelerine kuşbakışı yaklaşık 30 kilometre mesafededir. Dolayısıyla Giresun’un güneyindeki ilçelerin il merkezine oranla daha riskli olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Giresun şehir merkezinin iki farklı zemin üzerine yerleştiğini de belirten Prof. Dr. Apaydın, “Giresun’un nüfus yoğunluğuna sahip il merkezini ele alacak olursak Giresun merkezinde yamaçlara yaslanan bir yerleşim söz konusuyken, hem doğusunda hem de batısında riskli zemin olarak gördüğümüz alüvyon bir kıyı şeridimiz var. Bu alan doğuda Aksu Vadisi’nden başlayıp Gemiler Çekeği mevkiine kadar batıda ise, Kumyalı bölgesinden Güre mevkiine kadar uzanmaktadır. Buralar sadece deprem yönüyle değil, taşıma gücü zayıf zeminlerdir. Şehirleşmenin olduğu yamaçlar ise daha güvenli zemin olarak görülmektedir. Ancak buraların da kendine özgü yerel taşıma gücü ve heyelan gibi riskleri bulunmaktadır. Giresun yamaçlarda kayalar, sahillerde ise, alüvyon olmak üzere iki farklı zemin üzerine oturan yapı stokuna sahip. Giresun’da diğer Karadeniz şehirleri gibi eski ve yeni yapı stoku bulunmaktadır. Giresun yeni yapılaşma alanlarıyla sıkışmakta ve aynı zamanda yükselmektedir. Yeni yapılar daha güvenli olabilir ancak kentte 1999 öncesi yapılan yapı stoku da bulunmaktadır. Dolayısıyla Giresun karma bir yapı stokuna sahiptir” diye konuştu.

Yapılaşmada ve evalırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi veren Geoteknik Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Eren Kömürlü ise “Genel olarak baktığımızda binaların da bir ömrü var. Eski binaların ömürlerinin dolması ve yeni deprem yönetmeliklerine göre yapılmamasından dolayı çok dirençli olmalarını beklemiyoruz. Depreme hazırlıklı olunması açısından da bu binaların kontrolleri gerekiyor. İnsanlar evalırken, binanın yaşına, yapılan tadilatlara, zemin durumuna dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle de tadilatlar uzmanlara danışmadan yapılmamalıdır. Giresun özeline bakacak olursak, yamaç ve düzlük zeminler mevcut. Özellikle düzlükler alüvyon zeminlerden oluşuyor. Buraların deprem esnasında sıvılaşabileceği anlamına geliyor. Kazık sistemi uygulansa bile, suyun içerisinde kazığın ömrü uzun olmamaktadır. Dolayısıyla şehirleşme sağlam zemin üzerinde yapılaşarak gerçekleşmelidir” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim