Ya hem seyahat de, hem de içki masasında birlikte olunmuş ise. Bunu anlamak için kendimde yaşadığım bir kıssayı anlatırsam yeterli olur sanırım.
*
1969-1971 yılları arasındaki ortaokul öğretimim sırasında, "çok gezen mi bilir? Yoksa çok okuyan mı?" diye iki kutuplu münazaralar, yani tartışmalar yapardık. Ben o yıllarda çok kitap okumamın da verdiği güçle, "Çok okuyan bilir" cephesinde yer alırdım. Ve de genelde de ağzımız çok kelime bilen beynimizden aldığı destekle iyi lâf ederek münazaraları kazanmamızı sağlardı.
Yıllar sonra, Ege Üniversitesi'nde gazetecilik eğitiminin ardından muhabir olarak başladığım bu meslekle çok gezme fırsatını da yakalayınca, hem okuyan, hem de gezen birlikteliği ile bilme anlamında azami kazanımlar sağladım. Bir panelde "Her şeyi biliyor musunuz?" diye sorulduğunda, "Her şeyi değilse bile çok şeyi biliyorum" cevabını vermemi sağlayacak kadar.
*
Tekrar başa dönecek olursak, "çok gezen-çok okuyan" ikilemi gibi, "Seyahat-içki masası" birlikteliğiyle tanıdıklarımdan biri idi Ali Osman Ulusoy. Karada, denizde, havada seyahat. İçki masasında muhabbet. Kendisi içmiyor olsa da. Onun için; "tanıyorum, anlıyorum" diyor ve de anlatmaya çalışıyorum.
*
87 yıllık bir ömre, ben diyeyim "187", siz söyleyin "287" yılda yaşanabilecekleri sığdıran Ali Osman Ulusoy ile Murat Taşkın'ın "en iyi buluştukları yer neresidir?" sorusunun cevabı hiç şüphesiz ki İran'dır.
Zigana Dağı'nı Güney'e döndüğünüz andan itibaren Ulusoy soyadının yerine "Ağa" lakabı alan Ali Osman Bey de, "Ali Osman Ağa"ünvanı İran'ın taaa Basra körfezine kadar devam eder. Gümüşhane, Erzurum, Ağrı, Gürbulak, Tebrik, İsfahan, Benderabbas'da herkesin saygıda kusur etmediği ve "Ali Osman Ağam" diye hitap ettiği kişidir Ulusoy.
Türkiye'de karayolu taşımacılığının, topraklı yollardan asfaltlara terfi eden tekerleklerinde kendini bulan ismidir Ali Osman Ulusoy.
Volkan Konak'a; "Trabzon'un Türkiye'nin T'sidir" dedirten markalardan biridir Ali Osman Ulusoy.
Uzungöl'ü, basın reklamları ile değil, bırakın Türkiye'yi, dünyanın dört bir yanından getirdiği kişilerle direk olarak yaşatan ve tanıtan kişidir Ali Osman Ulusoy.
Otobüs satma işini kavi, saman altından su yürütme işlerini ise pamuk ipliğine bile bağlamayan adamdır Ali Osman Ulusoy.
Parmaklarında ipeğe bürünmüş çelik misali güç, yüreğinde ise yavru bir kuşun kanadındaki kadar yumuşaklık ve hafiflik bulunan, gözyaşlarını içine akıtan adamdır Ali Osman Ulusoy.
"Ben beşerim, ama hiç şaşmadım" demeyen adamdır; ama O'na şaşmayı bile çok görenlerin, gadrine uğrayan da adamdır Ali Osman Ulusoy.
Ama o gadirlere rağmen, Allah'ın "İnanıyorsanız üstünsünüz" ayeti ile hak ettiğini vakti zamanı gelince, kılını bile kıpırdatmadan önünde bulan adamdır da Ali Osman Ulusoy.
*
Evet, dostlar.
Hatıraları ile bizleri, çokları kabrine daha uzun süre taşıyacak adamdır Ali Osman Ulusoy.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
*
NOT: Bu yazı, 1 Ekim 2014’de vefat eden Ali Osman Ulusoy için, 3 Ekim 2014 tarihli Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı olan Bayram Gazetesi’nde yayımlanmıştır.