Ekonomik krize çözüm olarak bize sunulan şey ise paradoksal bir şekilde kendi temel yaşamsal ihtiyaçlarımızdan feragat etmek oluyor. Tasarruf etmek istedikleri şey, bizim hakkımız olan sağlığımız. Bizler, bu israfın kaynağı değiliz ve yarattığınız krizde tasarruf edeceğiniz de biz değiliz.
Eylemlerimize başladığımızda vergiyi tabana yayacakları vaadiyle yola çıkmışlardı. Ancak gerçek şu ki, milyonlarca yurttaş toplanan vergilerin yüzde 85'ini öderken ülkemizin gelirinin üçte biri, toplumun sadece yüzde 10'luk bir kesimine gidiyor. Bu adaletsizlik değiştirilmelidir. Şirketlerden ve bankalardan yüzde 25 vergi alınırken, emeğiyle geçinmeye çalışan bizlerden %35 vergi alınması kabul edilemez.
Bizler, vergide adalet talebimizi sürdürürken şu soruları sormaya devam edeceğiz:
Bizlerden ek vergi kesintileri yapıldığı oranda vergi alan şirket var mı?
Vergisini sildiğiniz, yüksek vergi muafiyetleri sağlayarak kamudan beslediğiniz şirketlere desteğinizi kesecek misiniz?
Sağlık çalışanlarının emeklerinin karşılığını vermeyi, haksız ve adaletsiz vergi kesintilerinden vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?
Halkımızdan alınan adil olmayan ekonomik ve sosyal eşitsizliğe kaynaklık eden dolaylı vergileri azaltmayı düşünüyor musunuz?
Kamuda gösterişe, şatafata, israfa dayalı harcamaların son bulacağını söylediğiniz tasarruf paketinin çalışanların sırtına yeni yükler getirmeyeceğini söyleyebilir misiniz?
Bu soruları yanıt alana ve vergide adalet sağlanana kadar sormaya devam edeceğiz. Halkın sağlık hakkı, sağlık çalışanlarının haklı mücadelesi ve vergi adaleti için yürüttüğümüz mücadele sonuç alınana dek sürecek. Bu mücadeleye katılımınız için tüm mağdur olan çalışanları ve halkımızı Çarşamba eylemlerimize davet ediyoruz.
TAKA/AYŞE SANCAK