Rize’nin coğrafi işaretli ürünleri arasında yerini alan karalahana sarması, Rize mutfağının ne kadar zengin olduğunu bir kez daha gösteriyor. İç harcı özenle hazırlanan ve kaynatılmış taze karalahana yapraklarına sarılan sarmalar, sabır ve emekle pişirilip sofraya geliyor. Özellikle etli versiyonu, hem tadı hem de yapım süreciyle farklı bir lezzet deneyimi sunuyor. Servis edilirken yoğurt ve mısır ekmeğiyle tamamlanan karalahana sarması, geleneksel lezzetlere düşkün olanların ilgisini çekiyor.

"Büyüklerimiz Satır Eti Kullanırdı"

Karalahana sarmasının geçmişteki geleneksel tarifinde değişiklikler olsa da, tat bakımından özünden ödün verilmeden günümüze uyarlanmış. Necibe Oflu, eski tarifte sarmaların üzerine kaburga kemiği yerleştirilerek pişirildiğini ancak bu uygulamanın zamanla yerini kıyma ile yapılan bir tarife bıraktığını belirtiyor. Oflu, "Geçmişte büyüklerimiz, satır eti kullanarak yapardı. Şimdi ise daha modern bir şekilde kıyma kullanıyoruz. Ancak bu değişikliklere rağmen, lezzet özünden hiçbir şey kaybetmedi" diyor.

Kültürümüzü Yaşatmaya Devam Ediyoruz

Rize dışından gelen misafirlerin de merakla denediği ve beğenerek tükettikleri karalahana sarması, yerel halkın geleneksel yemekleri yaşatma çabasının bir örneği. Oflu, "Rize mutfağını tanıtmak ve kültürümüzü yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Gençlerimiz genellikle hazır yemekleri tercih etse de, karalahana sarması gibi geleneksel yemeklere olan ilgi hala yüksek. Dışarıdan gelenler bu lezzetle tanışmak istiyor ve çoğu zaman bu geleneksel tatları çok seviyor" ifadelerini kullanıyor.

Kaynak: İHA