Edirne'nin Karaağaç Mahallesi'nde çiftçilikle uğraşan 60 yaşındaki Ahmet Sanrı, 2016 yılında geçirdiği kalp krizi sonrasında hayatı baştan sona değişti. Kalbinin fonksiyonlarını yerine getirememesi nedeniyle zor günler geçiren Sanrı, dört yıl önce yapay kalp cihazıyla yeniden hayata tutundu.
Her 22 saatte bir yapay kalbinin pili değişen Ahmet Sanrı, bu süreçte yaşadığı deneyimleri şu sözlerle aktardı: "Vücudum 150 kilograma kadar şişmişti. Ayaklarım şişti, yürüyemez hale geldim. Ameliyat oldum. Ameliyat olduktan sonra gayet güzel kendi işlerimi görüyorum. Yapay kalp olarak, kalbimi çantamda taşıyorum. Devamlı takılı duruyor. Hayatımız pile bağlı. Elektrik kesildi, pillerin şarjı bitti. Biz de bittik. Ayaklarım şiş, su içinde tutuyordum. Nefes alamıyordum, sanki kafamda poşet varmış gibi."
Yapay kalp makinesinin dakikada 4,5 kilogram kan süzüp pompaladığını belirten Sanrı, makine sayesinde normal hayatına devam edebildiğini dile getirdi. Ancak bu sürecin kolay olmadığını ifade eden Sanrı, makinenin sürekli vücudunda takılı olduğunu ve onun olmadan hayatını sürdüremeyeceğini belirtti.
Sanrı'nın yaşadığı bu mücadele, yapay kalp cihazının kendisi için ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Kalbini çantasında taşıyarak yaşam savaşı veren Ahmet Sanrı'nın hikayesi, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi ve insanın dayanma gücünü gözler önüne seriyor.