Tanıtım toplantısında konuşan Ağıralioğlu, Türkiye'nin siyasi dedikoduyla kaybedilecek bir günü dahi olmadığını söyledi. Ağıralioğlu, partilerini ümidin zora girdiği bir zamanda kurduklarını belirterek, "Partimizi, memleketi yeniden ayağa kaldıracak ikinci yüzyıl mesuliyetine, bir parti münakaşasına değil, 85 milyonu bir ve beraber etme ciddiyetine kuruyoruz. Hayırlı uğurlu olsun, başlıyoruz" dedi.
A KALİTE YAŞAMIN ÖNCÜSÜ
Partisinin isim belirleme sürecini anlatan Ağıralioğlu, Türkiye'deki diğer parti isimlerinin kelime yorgunluğu oluşturduğunu ifade ederek, “Cumhuriyet, halkla buluşacaktı, ülke adaletle kalkınacaktı. Memleket iyilikle doğrulacaktı. Gelecek, gelecekle güçlü olacaktı. Dertlerimiz derman bulacak, saadetle, huzurla yeniden refaha kavuşulacaktı. Bu kavram ve kelime yorgunluğunun, güzel güzel isimler bulup, konuşmalar yapıp, veciz veciz nutuklar atıp, harikulade programlar yazıp, milletin bulduğu bu fakirliğin milletin kahrına sebep olacağından bahisle ben arkadaşlarıma, 'Bu kadar kelime, kavram yorgunluğunun üzerine bir de biz yük etmeyelim kendimizi milletimize. Alfabemizin ilk harfinden başlayalım' dedim. Biz niyetimizi beyan edelim, kahramanlık yaparsak milletimiz bize isim bulsun istedik. Başarırsak, akıllıların, ahlaklıların, adaletlilerin, adanmışların, azimlilerin, milletin A planı olsun. A kalite yaşamın öncüsü olsun. Hakkı olan herkesin hakkını alabileceği bir anahtarı verebilmeyi namusu bilenlerin partisi Anahtar Parti” diye konuştu.
ÖCALAN ÇÖZÜM ADRESİ OLAMAZ
Türkiye'nin imkanlarının hem Türkiye'nin içinde yaşayanlara hem de Türk dünyasına yeteceğini söyleyen Ağıralioğlu, "40 yıldır evlatlarımızın canını, milletimizin canını terörle katleden bu alçak cinayet şebekesinin değil başını, sevenlerini bile Meclise sokmayacağız. Türk milletinin ve devletinin bunca ödediği bedel ortadayken, kendi evlatları şehit olmuş, geride kalanları mezar taşlarına 'Baba' diyorken, analar 40 yıldır mezar taşlarına 'evlat' diye sarılıyorken, hiç kimse ama hiç kimse evlatlarımızın katilini Meclise davet edemez. Hayatımın kalanında kendime 'Türkmenim' dediğim coşkuyla, kendime 'Kürdüm' diyebilecek bir mesuliyetle konuşuyorum. Bu memlekette hiç kimse 'Kürt' deyince 'terör' diyemez, 'Öcalan' deyince 'Kürtler' diyemez. Hiç kimse Kürde Öcalan'ın elini değdiremez. 'Kürtlerin temsilcisi' diye Öcalan'dan bahsedemez. Yaşadığımız sorunları Kürtlere havale edip, hiç kimse Öcalan'ı çözümün adresi diye gösteremez” dedi.