Hristiyanlık tarihinin en kadim birlikteliklerinden olan Tapınakçılar ile Yahudi küreselcilere hizmet eden İlluminati hepimize tanıdık gelecektir...
Bu birliktelikler din eksenli olarak kurulmuş ve dünyanın her kesiminde söz sahibi olmak üzere ant içmişlerdir...
Orta Çağ Karanlığı ile dillere pelesenk olan kardinallerin ve kilisenin tutuculuğu; evrime uğrasa da günümüzde dahi geçerliliğini korumaktadır...
Avrupa'nın bir çok ülkesi ile Rusya ve İran'ın bu kapalılığı ve İsrail'in safkan Yahudi arayışı arasında pek de fark yoktur...
İtalya'nın ırkçı figürü olan Mussolini, Rus Stalin, Adolf Hitler; ırklarının üstünlüğü için dünyanın altını üstüne getirmekten kaçınmadılar...
Her devletin 20 -30 yılda bir yüzleştiği ve nasyonel akıma tutulduğu gerçeği ise yadsınamaz...
İngilizlerin yıllarca İskoçya ve İrlânda mücadelesi de hep bu eksende devam etmiştir...
İran'da ki Humeyni de bu ırkçı politikadan beslenen portreler arasında ki yerini alır...
An itibariyle de başta Avrupa olmak üzere bir çok devlet; giderek artan nasyonel bir dönüşüme uğramaktalar...
Tabi bunu ortaya çıkaran ve dünyanın buna yönelmesini sağlayan unsurların başında da; dünyada ki göç dalgası ve ulusların buna karşı takındığı Göç Politikası yer almakta. NET...!!!
Avrupa Birliği adı altında toplanan ülkeler ve Brexit anlaşmasını bahane ederek AB yükünden kurtulan İngiltere...
AB'nin an itibariyle işlevi; Yunanistan gibi ekonomik darboğazda olan ülkeleri bu durumdan kurtarmak gibi duruyor...
Bu saatten sonra AB üyesi olmak Türkiye için sadece zarar ve ziyandır...
Ve Atlantiklere alternatif olarak kurulan Shangai Birlikteliği...
Yunanistan'da yükselen ırkçılık, Almanya, Fransa ve son olarak da İtalya'nın yeni devlet başkanı ile İtalya'ya sıçrayan Hristiyan Yeşiller Hareketi ile gün be gün nasyonelleşen bir yönetim konseptine bürünen Avrupa...
İngiltere'yi istilâ eden Hindular ve Mısırlılar, Fransa'nın Cezayir ve Fas politikası, Sovyetler'den sözde kopan Bağımsız Devletler Topluluğu, İtalya'nın Libya aşkı, Çin komünist akımını benimseyen Vietnam ve son olarak Arap Baharı ile gün yüzüne çıkan ve devletlerin bunu bir devlet politikası olarak uygulaması...
Yani İngiltere'de alt tabanda ki bütün işleri üstlenen Hindular; istisnai durumlar haricinde devletin üst kademesinde görev alamazlar...
Aynı durum saydığımız diğer devletler için de geçerli. NET...
Sınırlarında müslüman istemeyen Avusturya da buna bir örnek...
Yıllarca Afroamerikalıları köle olarak kullanan Abd örneği ve kült haline gelen Kunta Kinte, Malcolm X ve Martin Luther King...
Amerika bu durumdan artık sıyrıldı belki ama izleri halâ duruyor...
Peki görünen tablo ne ???
Görünen o ki ilerleyen 20 - 30 sene boyunca içine daha çok kapanan, ülkelerinden kaçan Arapları dışlayan ve bunu seçim kazanacak kadar gündeminde tutan ve gitgide artan bir nasyonalist akım bizleri bekliyor...
Almanya da bu Yeşil Akımdan üzerine düşeni aldı ve daha da alacak gibi duruyor...
Türkiye'nin de bu konu ile ilgili olarak üzerine düşeni yapması ve bir Suriye ve Afgan politikası belirlemesi şart...
T.C'nin üzerine düşeni yapması gereken en ivedi konulardan birisi de; ayakları yere basan bir sağlık politikası belirlemesi gerekliliği. NET...
Beyin göçü yaşanması en son arzu edeceğimiz bir durum...
Faşizan bir statüye bürünen ve bürünmeye devam edecek olan bir Avrupa profili ile AB'nin de görev süresi bitmiş olacak...
Bütün bu söylemler ışığında; Ak Parti sonrası Türkiye'de oluşabilecek daha milliyetçi ve nasyonel bir akımın olacağını öngörmekteyim...
Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar