Ziraat Mühendisi Kutsi Yaşar, fındık ve zararlıları hakkında önemli bilgiler verdi. Fındıkla ilgili önemli rapor çalışmaları olduğunu söyleyen Yaşar, üreticilerin gerek bahçesine bakması gerekse hasat ettiği ürünü emanete vermemesi konusunda uyarılarda bulunarak çok akıllı bir üretici olunması gerektiğinin altını çizdi. Yaşar, "2022-2023 sezonu hem yağışlı gün sayısı bakımından oldukça zor bir sezon oldu. Fındıkta bizim daha önce çok seyrek gördüğümüz kurşuni küf bu sene külleme hastalığı ile beraber yaygınlaştı.  Haziran ayı ile birlikte bakteriyel yanıklık buna eklenince kurşuni küf ve külleme pik noktasına ulaştı. Komşu ilimizde de hatta hem Doğu hem Batı bölgelerimizde ortaya çıkan kahverengi kokarca istilası üzerine tuz biber oldu" diye konuştu.

BİR AİLEYE BAKAN ARAZİ ŞİMDİ 10 AİLEYE BAKIYOR

Arazilerin yıllar geçtikçe küçüldüğünün altını çizen Ziraat Mühendisi Kutsi Yaşar, bu küçülmenin dezavantajını zaman zaman istatistik rakamlarla açıkladı. Karadenizlilerin geçimi olan fındığın artık geçim olmaktan çıktığına işaret eden Yaşar, konuyu açlık ve yoksulluk sınırına getirdi. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan kişilerin hangi meslek grubunda olursa olsun mutlaka bir fındık bahçesi olduğuna değinen Yaşar şunları kaydetti: "Fındık üreticisi açısından iklim değişikliğinin en olumsuz karakteristik yılını yaşadık. Bu durumun tabii fiyatlara yansıması da oldu. Birbirine paralel bir konu olacak belki ama şimdi fındık çiftçisi bundan nasıl etkilendi. Bunu şöyle izah edelim, önceden dedelerimiz atalarımız vardı. Yıllar önce bir aileye bakan bahçeler 10 aileye bakar bir pozisyona düştüler. Araziler bölüşüldü çok çok parçalandı. 100 çiftçiden 85'inin istatistiksel verilere göre 18 dekar yani 18 dönüm altında araziye sahibiz. Bu 85 çiftçinin de arazisi yaklaşık 35'inin 6 dekar yani 6 dönüme düşmüş durumda. Kısacası arazi her zaman için küçülmüş minimize olmuş. Konuyu ortalamaya vurduğumuzda 12 bin dönüme sahip.

TÜRKİYE'DE ÇİFT ZAMANLI BİR UYGULAMA VAR

Siz ortalama 10-12.000 dönüm araziden hadi diyelim ki verimi iyi hale getirdiniz. Her şeyi doğru uyguladınız alacağınız azami fındık şu koşullarda  bir buçuk iki ton diyelim. Bakınız bir başka rakam daha vereyim açlık sınırı aylık 13. 684,yoksulluk sınırı 44. 573 Türk lirası. Eğer fındık çiftçisi sadece hayatına sadece fındıktan idame ediyor olsaydı açlık sınırını bile yakalayamıyordu. Bitmişti yok olmuştu. Şimdi biz neden açlık sınırıyla yoksulluk sınırı arasına gidip geliyoruz. Çünkü işçiyiz aynı zamanda fındık üreticisiyiz. Mühendisiz, basınız, herhangi bir işletmeciyiz, öğrenciyiz, ev kadınıyız ama fındık üreticisiyiz. Türkiye'de çift zamanlı bir uygulama var. Ben de durumu anlattığımda hayretle karşılayanlar oluyor.

KÖYLÜ HAKLARI DEKLARASYONUNU HATIRLATTI

Çünkü Asya'da, Avrupa'da, Almanya'da,Amerika'da, Latin Amerika'da, böyle bir uygulama yok. Çiftçi orada tarımla uğraşır, toprakla uğraşır geçimini oradan temin eder. Biz de çift zamanlı çiftçilikten dolayı hayatlarını bir şekilde sürdürmeye çalışıyorlar. 2018 yılında Birleşmiş Milletler'de Türkiye'nin çekimser oy kullandığı köylü hakları deklarasyonu var. O köylü hakları  deklarasyonun 13, 14, 15 ve 16. maddelerinde geçinme ve barınma haklarını içeren özgür piyasa tatmin edici bir fiyata erişim hakları var. Ancak bunu üreticilerimiz bilmiyor bilemiyor" şeklinde noktaladı.
TAKA/BİROL SANCAK
 

Editör: Birol Sancak