Önemli oyuncuların sakatlıkları, teknik direktör Vincenzo Montella'nın işini oldukça zorlaştırıyor. Çağlar Söyüncü, Yusuf Yazıcı, Ozan Kabak, Cengiz Ünder ve Enes Ünal gibi kilit isimlerin yokluğu, takımın gücünü azaltıyor. Forvet hattında ise sadece Cenk Tosun ve Bertuğ Yıldırım gibi sınırlı seçenekler bulunuyor. Orta sahada Hakan Çalhanoğlu, Salih Özcan ve Orkun Kökçü'nün ayakta kalması umut verici olsa da, bu yeterli değil.
Savunma hattı, Polonya karşısında yapılan hatalarla alarm veriyor. Merih Demiral’ın eski formundan uzak olması, sağ bekte Zeki Çelik ile Mert Müldür arasındaki belirsizlik ve sol bekte Ferdi Kadıoğlu’nun performansının tartışılması, takımın savunmadaki zaaflarını ortaya koyuyor.
Buna rağmen, Gürcistan ile oynanacak ilk maçta alınacak bir galibiyet moral olabilir. Portekiz karşısında alınacak olası bir mağlubiyet bile, Hırvatistan maçında telafi edilebilir. Ancak, milli takımın moral ve kondisyonunun eski yıllara göre geride olduğu gözlemleniyor. Yabancı bir teknik direktörle çalışmanın getirdiği zorluklar, futbolcuları motive etmeyi daha da zorlaştırabilir.
Önümüzdeki 4 gün içinde takımın toparlanması ve zaferlerle dolu günlere dönüş yapması umuluyor. Milli Takım'ın bu zorlu süreci atlatıp yeniden eski başarılarını yakalaması, tüm Türkiye için büyük bir moral kaynağı olacak. Bu süreçte, futbolcuların ve teknik ekibin özverili çalışmalarıyla birlikte, tüm ülke olarak Milli Takım’ın yanında olup, zaferlerine birlikte sevinmeyi dört gözle bekliyoruz.
