Uzun bir aradan sonra "fiziki  tembelliğime son vereyim" diyerek önceki akşam sahilde bir yürüyüş yaptım. Türkiye'nin en uzun sahili olduğu söylene dursun, Trabzon Türkiye'nin en karanlık sahiline sahip olduğuna bahse girerim. *** Sahilde gece yü

Uzun bir aradan sonra "fiziki  tembelliğime son vereyim" diyerek önceki akşam sahilde bir yürüyüş yaptım. Türkiye'nin en uzun sahili olduğu söylene dursun, Trabzon Türkiye'nin en karanlık sahiline sahip olduğuna bahse girerim. *** Sahilde gece yürümek, oldukça ürkütücü ve sıkıcıydı. Bir ara bir kaç genç kız önümden koşarak geçtiler... Tam içimden cesur çocuklar diyecektim ki, alacakaranlıkta ailesi olduğunu sandığım kimseler seslendi "bizi bekleyin!" Belli ki kızların başına bir şey gelmelerinden korkmuşlardı... Çünkü sahilin lambaları yanmıyordu. *** Üzüldüğüm şu ki, bu eksiklikler konusunda bizler ne yazarsak yazalım, ne  çizersek çizelim değişen bir şey olmuyor... Yani cemaat ne derse desin, bizim Hoca bildiğini okuyor... *** Her zaman yazıp çizdiğim hususlardandır. Trabzon sahili Trabzon'a yakışmamaktadır. Hiç bir özelliği bulunmayan boş ve biraz yeşilimsi bir arazidir o kadar. Zira yürüyüş yolunun hemen yanında "tuvaletler yok" diye yıllarca yazılar yazdık, karikatürler çizdik... Sanki çok büyük yatırımmış gibi 2 metre karelik birkaç tuvalet 10 senede zar zor yapılabildi. *** Ben Türkiye'yi bilirim, ama daha çok Karadeniz'i iyi bilirim. Hopa'dan Sinop'a ilçeler dahil, bu kadar karanlık bir sahil nerede var? Bu duyarsızlık,bu ilgisizlik nedendir? Sahilde tinerciler ya da olmaz işlerle meşgul olanlar için midir bu karanlık akşamlar... *** Dağlar ve deniz arasında sıkışan Trabzon insanının sahilde gönül huzuruyla birkaç tur atmasının kime ne zararı var? Sanki "ne işiniz var dışarıda? Gidin evinizde oturun" der gibi bir yaklaşımdır bu duyarsızlıklar. *** Evet Trabzonlu ayrıca; Yürüme yolunun yanlarında yürüyüş sonrası dinleneceği, ihtiyaç gidereceği geniş hacimli modern, ailecek oturulacak, çay, kahve, salep vs. içebileceği, sıcaklık hissi uyandıran, huzur veren mekanlar istemektedir. Hatta bu talep, şehrimize gelmesini istediğimiz yerli ve yabancı turistlerinde ortak arzularıdır. *** Bu maksatla önceki gün gazetemizde yayınlanan ve sahilin ürküten karanlığını anlatan  bir karikatürümüze gelen halkın yorumlardan bazılarını sizlerle baylaşmak isterim.   "Her zamanki gibi 10 numarasınız" *** "Birileri de duyup görse bunları..." *** "Hocam sahili bırak şehir içinde bile yürümek imkansız hale geldi. Vallaa köye kaçmak için saat sayıyoruz..." *** "Harun bey, hele alt geçitlerden geçtiniz mi? Esas oradan geçmek yürek ister. İki adet flüoresan lamba konulamaz mı anlayamıyorum..." *** "Bari Temmuz gelse de ateş böcekleriyle idare etsek." *** "Yok canım!...İyi bir belediye başkanı ister." *** "Ay, yıldızlar, yakamoz, loş ışıkta nostalji daha güzeldi. Ancak şimdi herkes lambadaki ışığa koşuyor işte." *** "Cesareti olan Akçaabat'taki alt geçitlerden yalnız geçsin,Pislik bi tarafa koca koca Farelerde yolunuzu kesebilir.Örnek isteyen Haçka'lı Hoca Baba hastanesinin ilerindeki alt geçitten geçsin." *** "Yada, Soma'dan yaşamları yitirmeyen madencileri getirelim ki hem onlar yeraltında çalıştıkları için Korkmaz, hem de kafalarındaki maden lambası vardır!!!" *** "Büyükşehir oldunuz, büyüdünüz. Hala karanlıktan korkuyorsunuz" *** "Üstat meseleyi resm eyleyip hicvederek ilgililere mesajı verdi. Yorumlarımız üstadın çizgileri gibi ahenkli ve seviyeli olmalı ayrıca telaşa gerek yok, lambada herkesi aydınlatacak ışık vardır." *** "Bu karikatürde bir eksik var Harun Bey!!! Her lambayı çizmişsin de AKP lambası yok!  Nerede? Yoksa sen de mi gorgaysun diğerleri gibi. " *** "Tak silahı yürü diyeceğim ama herkeste yok.." *** İşte yorumlar böyle devam etmedir.