Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, yağışların azaldığı bölgede, özellikle yaz mevsiminde sıkça yaşanan sel ve heyelanların, kış mevsimine kayabileceği uyarısında bulunarak, “Sıcak havalarda biriken yağış, aniden ve yerel olarak yaşanacak. Bu da bölgede, ocak, şubat, mart aylarında tıpkı yaz aylarında yaşadığımız aşırı yağışlara ve sellere ve beraberinde heyelanlara neden olabilecek” dedi.

Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle Karadeniz Bölgesi'nde son aylarda azalan yağışlar nedeniyle yaz ve sonbahar mevsimi kurak geçerken kış mevsiminde de hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Türkiye'de en fazla yağış alan bölge olarak bilinen Karadeniz Bölgesi’nde ocak ayında mevsimsel yağmur ve kar yağışları ciddi ölçüde azaldı. Uzmanlar, kuraklığa bağlı, Temmuz-Ekim arasında bölgede yaşanan, can kaybının yanında alt ve üstyapıda hasara neden olan sel ve heyelanların, kış mevsimine kayabileceği uyarısında bulundu.

‘OLAĞAN DIŞI BİR KURAKLIK DÖNEMİ YAŞIYOR’

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, yaşanan olağan dışı hava sıcaklıklarının ülke genelinde yaşandığını ve geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarla kuraklığın ön görüldüğünü belirterek “Bugün gelinen noktada bu öngörüleri yaşıyoruz. Bu sıcaklık Karadeniz’i de etkiliyor, yağışları da etkiliyor. 2020-2022 yılı arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritasına baktığımız zaman Doğu Karadeniz Bölgesi’nin doğudan, güneyden ve güneydoğudan bir kuraklık çemberi ile çevrilmiş olduğunu görüyoruz. Yani Doğu Anadolu Bölgesi 2 yıllık verilere göre şu anda bir kuraklık dönemine girmiş. Doğu Karadeniz'e baktığımız zaman yine Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2 yıllık haritası şunu gösteriyor; olağan dışı bir kuraklık dönemi yaşıyor Doğu Karadeniz. Hatta Trabzon çok daha fazla bu etkiyi yaşıyor” dedi.

‘SEL OLAYLARI DAHA SIK YAŞANACAK’

Bölgede genelde yaz aylarında yaşanan sel olaylarının kış aylarında da yaşanabileceğinin ön görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Bektaş, “Bu sıcaklık Karadeniz’in ekolojik dengesini de bozuyor, orada yaşayan canlıların ekolojik yapısını da değiştiriyor. Karadeniz sürekli ısınıyor. Isınan nemli hava buharlaşıyor ama sıcak hava Karadeniz’in nemli buharını tutabiliyor. Hava ne kadar sıcak olursa buharı tutma özelliği, nemli havayı tutma özelliği de o kadar artıyor. Sıcak havalarda atmosfer, nemi bünyesinde tutuyor. Dolayısıyla yağış olmuyor ama ileriki günlerde hava değişimi olduğu andan itibaren o sıcak havalarda biriktirdiği yağışı aniden ve yerel olarak bırakacak. Bu da bölgede, ocak, şubat, mart aylarında tıpkı yaz aylarında yaşadığımız aşırı yağışlara ve sellere ve beraberinde heyelanlara neden olabilecek. Dolayısıyla Türkiye’nin, Doğu Karadeniz’in bir iklim değişimi geçirdiği bir gerçektir. Yani bu vakalar bölgede olağan dışı bir iklim değişiminin belirtilerinden biridir diyebiliriz. Önümüzdeki yaz aylarında eğer tahminler doğruysa sıcaklıkların daha da artacağını gösteriyor ve dediğimiz gibi sellerin, yağışların çok daha sık ama çok daha kısa ve etkin olabileceği, başka deyişle sel olaylarının daha sık yaşanabileceği akla geliyor. Yani Doğu Karadeniz, geçen yıllara oranla yaz aylarında daha fazla sel ve heyelan taşkın olayları yaşayabilecek” diye konuştu.

‘YER ALTI SUYUMUZ SON DERECE SINIRLIDIR'

Doğu Karadeniz’de yüzey sularının fazla, yer altı sularının ise az olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bektaş, “Doğu Karadeniz’de yer altı sularımız maalesef yok denecek kadar azdır. Yüzey sularımız fazladır. Ama bu yüzey suları da doğrudan Karadeniz’e akar. Yer altı suyumuz son derece sınırlıdır. Bu bakımdan içme suyu sıkıntısı ileriki yıllarda yaşanabilir. Bu kaynakları iyi değerlendirmemiz lazım. Özellikle dere kenarlarındaki alüvyon sahalardaki yer altı sularımız korunma altına alınması lazım ki ileriki yıllarda su kıtlığı çekmeyelim” dedi. 
DHA

Editör: TE Bilisim