DEPREM; 11 İLDE SEÇİMİ NASIL ETKİLER!

Yaşadığımız çok büyük deprem felâketinin ardından; gündem elbette ki her platformda deprem olunca, yazılarımıza bir kaç hafta ara vermek durumunda kalmıştık...

Hayat yavaş yavaş olağan haline geri dönmeye başlayınca da köşemize geri döndük...

Deprem öncesi ve sonrası olmak üzere; 2 ayrı olgu olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum, depremden etkilenen bu 11 kenti...

Devlet, iktidar ve Kızılay ile Afad vb. konseptli kurumlar; böyle zamanlarda verirler asıl sınavlarını...

Devletin ve devlete bağlı kuruluşların; ilk günden itibaren özveri ve bağlılık ile çalıştığını söyleyebiliriz...

Böyle zamanlar siyaset yapılacak geçişler değil; birlik, beraberlik, dirlik ve topyekün uzlaşı gerektiren zamanlardır. NET...

Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli'nin ve bütün Devlet erkanının; ilk andan itibaren ve hali hazırda bölgeden bir an olsun ayrılmaması; güzel ve örnek bir beraberlik ile her bölgeye beraber gitmeleri, aynı zamanda Devletin bütün bakan ve milletvekilleri ile bölgede sıcak temas kurması takdire şayan...

Lâkin duruş, söylem ve görüş olarak son derece örnek değerlerden biri olan Muharrem İnce başta olmak üzere; enkazlardan sadece Ak Partilileri kurtarıyorlar söylemi ile böyle olağanüstü derecede hassas bir olaya bile siyaset karıştıranlar ve sürekli olarak, niyeti bariz bir şekilde iyi olmadan Devlet'i olmamakla suçlayanlara hiç ama hiç yakışmadı...

Kemâl Kılıçdaroğlu ve Merâl Akşener'in yapması gereken; 6 lider ile beraber bölgeye aynı zamanda giderek, halka ve vatandaşa moral vermekti...

Ama Onlar nedense ayrı ayrı gitmeyi tercih ettiler. Güçlerini birleştiremediler. Bu konu üzerinde dahi uzlaşamadılar malesef ki...

Allah aşkına böyle zamanlarda ağıza alınacak söylemler mi bunlar? Yok sadece Ak Partililere yardım yapılması vb. üzücü söylemler...

Devletin partisi olmaz. Devlet ile iktidar; bir ve beraber çalışan ama ömürleri dahi farklı olan 2 olgudur...

İktidarlar halkın onayı ile hayatta kalırken, Devlet ebed müddet şiarı ile çalışır. NET...!!!

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın; bir an olsun bölgeyi sahipsiz bırakmamaları ve başkanlık gibi bir iddiaları varsa, bir an olsun bölgeden ayrılmamaları gerekirdi...

Devleti yönetmeye talip olanlar; eşinden, ailesinden, serden, yardan ve özel hayatlarından geçebilecek erdeme sahip olan insanlar olmalı...

Zira hep beraber tecrübe etme fırsatı bulduk tekrar...

Devletin yok!!!

Ne bayrağın, ne hayatın, ne de hükmün var...

Hadi Kemâl Kılıçdaroğlu'nun aklına gelmedi ! Merâl Akşener de mi düşünemedi; deprem bölgesinde bir, beraber ve de güçlü durmayı...

Millet İttifakı; 6'sı bir arada güçlü. Tek tek çok fazla bir albenilerinin olmadığını gördük. O yüzden bir an önce ortak karar alsınlar. Sıtkımız sıyrıldı zira !!!

Allah bu Devletin başına; bayrak, millet, halk sevgisi ile harmanlanmış, hiç bir emperyal oluşumun içerisinde olmamış, bayrak, millet ve ezanın yüceliğini savunabilecek, milli ve yerli bütün oluşumları ön plânda tutan ve hiç bir yurttaşını bir diğerinden ayırmayan, herkese eşit mesafede duran; vicdanlı, merhametli, dürüst ve mert bireyleri getirsin inşallah...

Madem ki Türkiye Cumhuriyeti Yüzyılı olacak; her şey şeffaf, adil, objektif, liyakat esaslarına uygun ve şaibesiz olsun...

Böyle zamanlar da hayat durur; ama bir süre sonra da devam eder...

Devletin an itibariyle 11 kentte verdiği sınavı ve kriz anı yönetimini olumlu görmekle beraber; deprem öncesi belki de giremediği bir çok gönüle girdiğini ve bunun 11 ilde de bariz bir şekilde seçim zamanı öne çıkacağını öngörüyorum...

İşletme Yönetimi kültü olarak hepimizin bildiği; kriz anını fırsata dönüştürme örneği tam da budur. NET...

Ak Parti vekillerinin en az yarısı gitsin; arkası olanlar değil de, halk nezdinde ismi ve kredisi olanlar gelsin...

Umarız ki mesaj yerine ulaşıyordur...

Selâm ve muhabbetle sevgiler&saygılar