Kendisi, fındık sektöründe sadece bir iş sahibi olmanın ötesinde, bölgedeki kadınların güçlenmesine ve fındık üretiminin değerinin artırılmasına öncülük ediyor.

4 kız kardeşin hikayesinin diğer kadınlara örnek olması için Seyyare Sungur ile bir araya geldik. Biz sorduk kendisi içtenlikle cevapladı.

Fındık Ocağı’nın serüvenini, kadın girişimciliğini ve Trabzon çikolatasının başarısını konuştuğumuz işte o röportajdan kesitler:     

KENDİ MARKAMI KURMAK İSTEDİM

TAKA: Kendinizden bahseder misiniz?

Seyyare Sungur: 1985 yılında Trabzon’da doğdum. Fındıkçı bir ailede büyüdüm. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden 2007 yılında mezun oldum.

Bir fındık fabrikasında 10 yıllık bir tecrübem oldu, 9 yıl önce kendi markamı kurmak istedim. Şimdi ise kurduğum Fındık Ocağı markasını devam ettiriyorum.

FINDIK BİZİM İÇİN 12 AY

TAKA: 3 kız kardeşinizle yola çıktınız, bu yolculuk serüveni nasıl başladı?

Seyyare Sungur: Bu yolculuk serüveni aslında bölgedeki kadın faktörünün bir tarım ürününde etkin olduğunu fark edip, neden bir yönetici olmadığını ve neden bir kadının fikir vermediğini keşfettikten sonra başladı. Biz tabi 3 kuşaktır fındık ticaretinde olan, fındık tarımında olan bir ailede büyüdüğümüz için aslında otomatik olarak bununla ilgili bir bilgi içerisinde büyümüş olduk. Sizin için 1 ay olan fındık bizim için 12 ay oluyor. O yüzden zaten tecrübe anlamında da, bilgi anlamında da bir donanımla büyümüştük. Hepimiz ayrı mesleklerden mezun olmamıza rağmen bizi geliştirecek en önemli nokta olan fındıkta bir araya geldik.

KENDİ OCAĞIMIZI OLUŞTURDUK

TAKA: Fındık Ocağı ismi nereden geliyor?

Seyyare Sungur: Ocak aileyi temsil etmektedir. Fındık ocağıda birkaç dalın bir araya gelmesi ile oluşan topluluğa diyoruz. Karadeniz Bölgesinde bir çok kişi bunu bilir. Fındık ocakları kendi içerisinde anne baba ve çocuklardan oluşur. Hatta öyle bir döngüdür ki babalar büyüyüp dede olduğunda kesilirler, budanırlar, eşkin dediğimiz o yeni yavrular ocağa ayrı bir enerji katar. Ocağı besler.

Biz de kendi ocağımızı oluşturduk. Her birimizin, her bir dalın ayrı bir yeteneği var. Şimdi bunu bir ocağın içerisinde değerlendiriyoruz. Böylelikle kendi Fındık Ocağı’mızı kurduk.

“YAPAMAZSIN OLMAZ” DEDİLER

TAKA: Sektöre başladığında eleştirilen, destek görmeyen kadınlarımızda oluyor, siz bu süreci yaşadınız mı?

Seyyare Sungur: Aslında bu tamamen kişinin kendi içinde olan sınırlamasıdır. Bölgede biliyorsunuz kadın faktörü bu kadar etkin olmasına rağmen, bilindik bazı kurallar var. Biz o kuralları yıkamıyoruz.Bende bu işe kız kardeşlerimle birlikte atılıyorken en yakın çevremdeki insanlar buna karşı çıktı. “Yapamazsın, olmaz şimdiye kadar bu böyle devam etti, şimdiden sonra siz mi değiştireceksiniz bu düzeni” diyenler oldu.

Necmettin Öğretmen’siz 8. Öğretmenler Günü: Bir Vatan Sevdalısının Hatırası Necmettin Öğretmen’siz 8. Öğretmenler Günü: Bir Vatan Sevdalısının Hatırası

Whatsapp Image 2024 11 04 At 9.55.56 Am

Ama şöyle bir şey; siz mevcuttaki pozisyonunuzu, bilgi ve tecrübenizi bildikten sonra, atılacağınız o yolculuğu da planladıktan sonra, sizi engelleyecek hiçbir şeye ihtiyacınız yok.

KADIN İSTERSE YAPAR

TAKA: Girişimci olmak isteyip de cesaret edemeyen kadınlara neler söylemek istersiniz?

Seyyare Sungur: Bir kadın istiyorsa bu hayatta yapamayacağı hiçbir şey yok. Özellikle Karadeniz kadınlarının içerisinde enteresan bir güç ve kendilerine güven var. Bunu kullansınlar. O içlerindeki enerjiyi dışarı çıkarsınlar. Elbet başaramayacağı detaylar olacak, elbet pes etmek istediği anlar olacak ama şu bir gerçek ki eğer bir şeye emek veriyorsanız uzun vadede olsa bunun karşılığını görürsünüz.

BU KADAR POPÜLER BİR ÜRÜN GÖRMEDİM

TAKA: Dubai çikolatanız çok sevildi, buna karşılık birde Trabzon çikolatası ürettiniz, bu da çok sevildi? Öncelikle nereden esinlendiniz ve süregelen bu başarınızın sırrı nedir?

Seyyare Sungur: Biliyorsunuz Dubai çikolatasını yine bir kadın geliştirdi. Hamileliği sırasında kişinin kendini daha doyura bileceği ne olabiliri tespit etmek için çıkardığı bir ürün oldu. Daha sonra bir influencer market yapıldıktan sonra bütün dünyada bu popüler hale geldi. Yaklaşık 9 yıldır çikolata üretiyorum. Tesiste bir çok çikolata çeşidi denedik, bir çok şey yaptık.

Ben bu ürün kadar popüler bir ürün görmedim. Gerçekten çok büyük etkisi oldu. Tüm bölgede de yediden yetmişe hakikaten herkes bunu denemek için dükkanımıza geldi.

TRABZON ÇİKOLATASI ÇOK SEVİLDİ

Seyyare Sungur: Biz bunu yaparsak en iyi şekilde yapacağımıza güvendiğimiz için kendi yorumumuzla birlikte onu yorumladık.

Sonra düşündüm Trabzonlu olarak da milliyetçiyiz, her gittiğimiz yerde Trabzonlu olmakla övünürüz. Hem müşterilerimizin, hem de bizim içimize neden bir Trabzon çikolatası olmasın ki fikri geldi. Trabzon çikolatası böylelikle hemen bizim dükkanda üretilmeye başlandı. Bizim için fındık çok kıymetli olduğu için biz bunu fındıkla tabi ki de yapmalıyız dedik. Bununda en iyi ismi Trabzon çikolatası olurdu.

Gerçekten çok ilgi gördü. Bu ürünü tadıp kesinlikle Trabzon çikolatası, Dubai çikolatasından daha iyi oldu diyenler oldu. Bir müşterimizde bunu sosyal medya hesabında, Trabzon atasözü ile paylaşınca viral oldu.

BÖYLE BİR DÜNYA GERÇEĞİ VAR

TAKA: Türkiye’de inanılmaz bir Dubai çikolatası furyası başladı. Bu durumu eleştirenlerde var bununla ilgili yorumunuz nedir? 

Seyyare Sungur: Toplumlar biliyorsunuz, popülarite bir yönlendirmeye çok müsaittir. Biz ne tüketmememiz gerektiğini ve neyi deneyimlememiz gerektiğini sosyal medyadan gözlemliye biliyoruz. Şuan bundan kaynaklı Türkiye’de çikolata tüketimi inanılmaz arttı. Biz bunun etkisinin tamamen sosyal marketing olduğunu düşünüyoruz.

 Neticeye baktığımızda buradaki tüketim alışkanlıklarından tüm esnaflar ve tüm üreticiler memnunsa para kazanıyorsa bu bizim için bir artıdır. Ama bunu çok iyi şekilde israf olmadan bölgede bir şeye değer kata bilirsek bu da bizim yapacağımız en iyi şey olmuş olur. Böyle bir dünya gerçeği var. Bizde buradan herkes kendine olan rüzgarı yakalasın diyoruz. 

ÜRETİMİ KÜLTÜRÜMÜZLE HARMANLIYORUZ

TAKA: Eklemek isteklerinizi alabilir miyiz?

Seyyare Sungur: Üretmek bizim tek çıkışımız. Üreterek katma değer katarak, bölgemizdeki ürünleri değerlendirerek bir marka oluşturmak bizim neslimizin görevi.

Biz bu yaptığımız işi kendi kültürümüzle bu bölgenin özellikleri ile harmanlayarak insanlara pazarlıyoruz. Bu da ne demek oluyor, biz sadece fındığı çikolata yapıp satmıyoruz. Fındığın bölgede yaşattığı kültürü, bu bölgede yarattığı enerjiyi onunla harmanlıyoruz. Üretmek, var olan ürüne katma değer katmak onu yukarı çıkarmak bizim görevimiz.

Muhabir: AYŞE SANCAK/ŞEVVAL KÜÇÜK/TUĞBA ÖZTÜRK