Maç yok, boş olunca da insan eski defterleri karıştırıyor. Oturdum klavyenin başına düşünmeye başladım. Trabzonspor’un beni en çok mutlu ettiği yıllara döndüm. Bakın heybede ne var?

5-6 yıl kadar önceydi, önüme bir haber düşmüştü.

Muhteviyatı ise şöyleydi;

Trabzonsporlu bir yönetici bol miktarda forma almış, Doğu ve Güney Doğu’daki okullara hediye göndermişti. O mezradaki Trabzonlu bir öğretmen kardeşimiz de çocuklara formaları giydirip video çekmişti.

Çocukların gözlerindeki pırıltıyı ve sevinci görünce çok duygulanmıştım.

Çünkü Trabzonspor sportif olarak çok başarılı değildi. Bir kulübün yaşaması için de taraftar gereklidir. Ne kadar çok taraftar; o kadar güçlü bir camia demektir. Her forma hediye edilen çocuk bir şekilde Trabzonspor ile bağ kuracaktır. Ya sevecek ya da dost olarak görecektir o renkleri.

Gerçekten çok duygulanmıştım ve “İşte Trabzonspor’a hizmet böyle yapılır” diye de yazmıştım.

O yöneticinin kim olduğunu merak ettim ve araştırdım.

Ve karşıma başka bir sürpriz çıktı.

Twitter sayfasının ilk paylaşımında çocukluğumun kahramanlarından Güngör Şahinkaya’yı gördüm. Genç yöneticimiz, Güngör abinin yeğeniymiş. Ve diğer 2 dayısı da Trabzonspor forması terletmiş. Ben ismen duymuştum ama diğer dayılara yetişemedik tabii.

O yönetici hepinizin tahmin ettiği gibi Ertuğrul Doğan’dı.

O tarihlerde kulüp sıkıntı içinde, FIFA dosyaları birikmiş, transfer yasağı gelmiş, Ağaoğlu ve Doğan sırt sırta vermişler uğraşıp didiniyordu. Fakat Trabzonspor’da Ünal Karaman yönetiminde şaha kalkmış ve 40 yıldır izlediğin en iyi oyunu sahneliyordu.

Düşünsenize; mali kriz içinde ve transfer yasağı olan bir takım30 saniyede 17 pas yapıyor, sağ bek ortalıyor sol bek kafayı yapıştırıyordu. Sosa, Ömür, Yusuf, Onazi, Pereira ve diğerleriyle Barcelona gibi ışık saçıyordu. O zor günlerde takımı ayakta tutan sıcak parayı karşılayan Ertuğrul Doğan daha sonra havaalanında bir bankta Ağaoğlu ile uyuklarken gördük.

İşte o görüntü şampiyonluğun habercisiydi. Çünkü birlik olmak başarıyı getirir ve getirdi de.

Takım şampiyon oldu ama ondan sonra işler tersine döndü. Başkan ile asbaşkanın arasına kara kedi girdi. Ve çok net olan bir durum vardı:

'Ertuğrul Doğan paraları veriyor Ahmet Ağaoğlu fotoğrafları çekiliyordu.'

Ve bir de baktık ki; hikâyemizin kahramanı Ertuğrul Doğan Trabzonspor’un 18. başkanıydı ve çok güvendiği Abdullah Avcı ile tekrar buluşuyordu.

Hikâyemizi günümüze dönerek kapatalım;

Bu yıl da elini cebine attı Başkan Ertuğrul Doğan, Abdullah Avcı ne isterse alıyor bir dediğini iki etmiyor.

Bildiğiniz gibi Abdullah Avcı oyununu ben çok benimsemem ve "bu hikâyenin sonu iyi bitmeyecek ve Ertuğrul Doğan hayal kırıklığına uğrayacak"  diye düşünen taraftar kitlesi de oldukça fazla..

Sayın Avcı tüm bu uyarıları mutlaka dikkate alacaktır.

Umarım çoğunluğun düşündüğü gibi olmaz.

Ez cümle;

Trabzonspor için bunca fedakârlık yapan Ertuğrul Doğan Trabzonspor'da 2.şampiyonluğunu " BAŞKAN" olarak da yaşar.

Çünkü bunu fazlasıyla hak ediyor...