Dünya her geçen gün biraz daha karamsarlaşıyor.
Güzel bir haber yok. Bill Gates hergün bir kabus senaryosu çiziyor!
Dijital bir dünya istiyorlar.
Türkiye’de de acımasız kavgalar var.
Koltuk para ve makam hırsı var.
Cumhur ittifakı ile Millet ittifakının birbire kini var.
Yazık ki, onlara destek verenlerin birbirine olan mesafesi de artıyor.
Bir yandan da hayat akıp gidiyor.
Ölümler hafif de olsa insanlara insanlığı hatırlatabiliyor!
Sonbaharın son demleri ya ne tarafa bakarsan cenaze.
Neden?
Koronavirüs mü? Değil.
Ama onun etkileri var.
Dün sabah saatlerinde Hüseyin Turan’ın vefat haberini aldık.
Yakın dostumuz. Bir Trabzon beyefendisi.
İskenderpaşa’dan uğurladık.
Kuyumcular camiasına güven veren isimlerden birisi idi.
Camianın başı sağolsun.
Hasan Kurt.
Mesleğimizin duayeni.
Büyük acı yaşadı.
Bir süre önce annesini kaybetti.
Ve şimdi de kardeşi Burhan’ı
Burhan Kurt ile Bahçecik’te birkaç ay önce karşılaşmıştık.
Sevgili Hasan Kurt’un yaptığı Basın Bloklarında oturuyordu.
Kalp krizi dendi.
Hasan Kurt’un acısını paylaşıyorum.
Hüseyin Deniz, Trabzon’da muhabir gaziler derneğinin Yönetim Kurulu Üyesi.
Komşumuz. Annesi Aslı abla köyün en değerlilerindendi.
Koştuk onun cenazesine de omuz vermeye çalıştık.
Sabah Yakup Usta aradı.
Çiçekli Mahallesinde de cenaze var dedi.
Sonradan da Servet Özkara telefonu kapadı ve İbrahim Ümizer’in kardeşi SMS hastası vefat etmiş diye konuştu.
Bu ölümler normal mi?
Koronavirüse yakalanan düzelse dahi ardından organlarından büyük bir tahribat oluyor.
Koronavirüs olmasa bile hastaneye yatan bir şekilde enfeksiyon kapıyor ve vucut direnci düştüğünde de zor durumda kalıyor.
Oradan, buradan koronavirüs insanların kimyasını bozdu.
Hastalıkları tetikledi.
Topluma psikolojik anlamda da büyük zarar verdi.
Onun için bu hastalığa karşı mutlaka ama mutlaka aşılanmak lazım.
En azından aşı ile hastalık hafif olarak atlatılabiliyor. Hastane ortamına girilmiyor.
Vefat eden tüm değerlerimize Allah’tan rahmet diliyor, insan olduğumuzu unutmayalım diyorum.