İnsanı yaşatma üzerine yemin eden doktoru-hemşiresi birkaç kuruş daha fazla kazanacaklar diye bebekleri ölüme terk ediyor.

8 yaşındaki Narin annesinin ve abisinin yanında öldürülüyor ve dere yatağına gömülüyor, halen öldüren gizleniyor!

Uyuşturucu bağımlısı genç, kız arkadaşlarının kafasını kesip surlardan atıyor.

Eğitici kitaplar, gazeteler okunmuyor, Sanal alemde kumar almış başını gidiyor. Etrafımıza baktığımızda uzaktan yakından birisi mutlaka bataklığın içinde.

Hap kullanma yaşı düştükçe düşüyor.

Sevgili Okurlar,

Trabzon’un kanaat önderlerinden İsmet Hacısalihoğlu Trabzon’da.

Daha da kalacak. İstanbul’dan dönüşü kente bir ağırlık kattı.

İçlerinde Diyanet işleri eski Daire Başkanı, Trabzon il müftü vekili ve babasının dostlarının bulunduğu  grubu Söğütlü Akçataş sitesindeki ofisinde ağırladı. Bu defa yanında Karadeniz Gazetesinde bir dönem birlikte çalıştığımız yeğeni Fatih Hacısalihoğlu da vardı.

Masada ağırlıklı ilahiyatçılar olduğu için bize sordular:

-Bu işler nasıl düzelecek?

Neyi sormak istediklerini anladım.

Cevabım şu oldu, ‘Kimse hakkına razı değil. Sabreden yok, şükreden yok. Ben toplumsal sıkıntıların yakın zamanda düzeleceğini görmüyorum.’

Diyanetten emekli kökleri Çaykara’da ama Maçka’da doğmuş Rıza Selimbaşoğlu hoca güzel bir tespit  yaptı:

“Biz anne, babalar çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz. Onlar doktor olsun da nasıl olursa olsun! Onları yarış atı gibi yarıştırıyoruz. Eğer hem doktor hem de ahlaklı bir insan yetiştirse idik, içimizden yoğun bakım canavarları çıkmazdı.’

‘Toplumsal sıkıntıların düzeleceğine dair işaret yok’ söylemlerime hak vermekle birlikte yol gösteren tespitler de yaptı:

‘Umutsuz olmayacağız. Bakın etrafa, bugünkü toplum yapısı ile Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa(S.A.V) dönemindeki  sıkıntılar arasında fark var mı? Bana göre yok. O günde benzerleri vardı. Canlı, canlı çocukların kuma gömüldüğünü biliyoruz. Daha birçok toplumsal yara. Peygamberimiz bu cahiliye devrini sona erdirdi. Ne ile Kuran ile ahlak ile. İslam dini hiç kötülük önermedi.’

Rıza hoca, bugünlere nasıl gelindiğine dair de tarihe atıfta bulundu:

‘Viyana kuşatması başarısız olunca Osmanlı’da çöküş başladı. İmparatorluk güç kaybetti. Avrupa’da sanayi devrimi ile kilisenin etkinliği kırıldı. Onlar geliştikçe bizler de  onlar gibi olmaya çalıştık. Anadolu’yu almak isteyen devletler  bunda başarılı olamadılar ama  savaşla yapamadıklarını batı kültürü ile Türkiye’ye yerleştirdiler.  Özellikle burada Fransa’nın etkisi  büyüktür.’ 

Sevgili Okurlar,

Evet toplumsal dinamikler çatırdamaya başladı. Aile yapısı bozuldu,  cinnet hali var,  hafta sonu evlenen bir ay sonra boşanıyor, doğru!

Ekonomik sıkıntısı olan da, parası olanda  bunalımda!

Peki buradan nasıl çıkabiliriz?

-Önce ahlaklı olacağız.

-Sonra Devleti çalmaya değil, devleti güçlendirmeye çalışacağız.

-Almanya örneğinde olduğu gibi oto kontrol sistemini mutlaka ama mutlaka uygulayacağız..

Müebbet hapis alanlar bile ‘bir yolunu bulur çıkarım’ diyor.

İnsana kastedenlere mutlaka  idam cezası getireceğiz.

Kendi canından korkanlar başka bir cana kıyamazlar!