Masallardaki kahramanların karşısına hep bir peri çıkar; gerçek hayatta ise insanın karşısına gerçek bir öğretmen çıkar. Ahmet Gürsoy Hoca böyle bir gerçek hoca olarak anılacaktır.
Yıl 1976… Fatih Eğitim Enstitüsü ikinci sınıf öğrencisiyim. Ahmet Gürsoy Hoca’mız eğitim sosyolojisi dersimize geliyor. Ahmet Gürsoy her şeyden önce öğrencilerle iletişim kurabilen bir hoca; böyle hoca olmak o kadar kolay değil. Bizimle konuşuyor, bizi dinliyor; sade eğitim sosyolojisi anlatmıyor; hayatı da uygun düştükçe anlatıyordu. Hayatın anlatıldığı bir sınıf ortamından ne kadar keyif alındığını Ahmet Gürsoy Hocamız’ ın eğitim sosyoloji derslerinde öğrenmiştik. Bugün bir hoca olarak bu öğrendiklerimizden yola çıkıp öğrencilerimize şöyle diyoruz: Hayatın herhangi bir alanının anlatılmadığı ders, sağlıklı ve etkili bir ders değildir. Öğretmenler derslerde, öğrencilerin hayatlarına dokunamıyorlarsa, bilgi bakımından istediğiniz kadar dolu olsunlar, iyi öğretmen olamazlar. Öğretmenler, ancak öğrencilerin hayatlarına dokunurlarsa iyi öğretmen olabilirler. Diyebilirim ki, Ahmet Gürsoy Hoca, bunu gerçekleştirenlerin en iyilerindendi.
Yine bir eğitim sosyolojisi dersinde öğretmenimiz hayata dair bir bilgiyi bizimle paylaşmıştı. Okuduğumuz okul, üç yıllık yüksekokul yani önlisans düzeyinde bir okul; bize yüksek lisans ve doktora hakkı vermiyordu. Bunu bilen Hocamız bizi yönlendirmek adına bir derste, Ankara’daki eğitim fakültesinden bahsetti. O zaman Türkiye’de tek bir eğitim fakültesi vardı: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi. YÖK’ten sonra eğitim fakülteleri çoğalınca, Ankara’daki bu eğitim fakültesi yine tek eğitim bilimleri fakültesi haline dönüştürüldü.
Şunu anlattığını hatırlıyorum. “Gençler, Ankara’da bir eğitim fakültesi var. Bu fakültede lisans tamamlama programlarına katılabilir ve yüksek lisans, doktora yapabilirsiniz.”
Bu konuşma bana büyük biz vizyon açtı. O zaman buna vizyon diyemiyordum çünkü bilmiyordum. Ama bu ders, benim hayatımın kırılma noktası olmuştu. Ben o derste vizyonumu şöyle ifade etmiştim: “Ben eğitim yönetimi ve teftişi alanında doktora yapacağım!” Bu o gün için büyük bir hayal idi. Ama gerçekleştirilebilecek bir hayal… İnsan hayal ettiği müddetçe yaşamıyor mu? Bu hayalime ulaştım, çok şükür. Kaç yıl sonra bu hayalime ulaştım? Tam 20 yıl sonra… Doktorayı bitirdikten uzun bir zaman sonra bir gün, Hocam’la öğretmenevinde görüştük. Anlattım bütün bunları ve eğitim yönetimi ve teftişi alanında doktora yaptığımı… Çok mutlu oldu… Bir öğrencinin karşısına çıkan böylesi hayatı anlatan bir öğretmenin fonksiyonu, masallardaki perilerden daha değerlidir. Çünkü masallar masaldır, gerçek hayatsa gerçek…
Etkili öğretmen öğrencilerin hayatlarını etkiler ve onların hayatlarına iz bırakırlar. Ahmet Gürsoy Hocam, hayatımda önemli bir iz bıraktığı ve hayatımın yönünü değiştirdiği için etkili bir öğretmen olmayı hak ediyor. Etkili öğretmenleri tanımlarken şöyle bir cümle kurulur: Etkili öğretmenler öğrencilerin yıllar sonra gelip hayatlarında etkiledikleri için teşekkür ettikleri öğretmenlerdir. İte bu yazının da tam olarak yaptığı iş budur: Ahmet Görsoy Hoca’m, benim hayatımın yönünü değiştirdiği ve hayatımda iz bıraktığı için sonsuz teşekkürlerimi hak ediyor. Eğitim enstitüsünden birlikte mezun olduğumuz öğretmen arkadaşların çoğu, emeklilik hakkını elde eder etmez emekli oldu, bense hâlâ Ahmet Gürsoy’un yolundan hocalık yapmaya devam ediyorum.
Kısa bir zaman önce kaybettiğimiz Ahmet Gürsoy Hoca’ya Allah’tan rahmet diliyorum.