İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen tutuklanma kararı, siyasi gündemi olduğu kadar ekonomi cephesini de derinden etkiledi. Kararın ardından piyasalarda yaşanan ani oynaklık, ekonomi yönetimini ve finans çevrelerini alarma geçirdi.
Pazar günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) olağanüstü toplantı düzenleyerek piyasaları sakinleştirmek için adımlar attı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Görevimizin başındayız. Piyasa düzeni için gerekli tüm adımlar atılacak” diyerek istifa iddialarını yalanladı.
Ancak bu açıklamalara rağmen piyasalarda dalgalanma sürdü. İstanbul Borsası’nda sert düşüş yaşanırken, Türkiye’nin risk primi olan CDS, 250 seviyelerinden 300’ün üzerine çıktı. Döviz kurunda da yüzde 3,5’lik bir artış gözlendi. Ekonomistler, bunun sadece başlangıç olabileceği uyarısında bulunuyor.
"Rezervler Eriyor, Güven Zedeleniyor"
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, siyasi krizin ekonomiye maliyetinin ağır olabileceğini belirterek, Merkez Bankası’nın sadece üç gün içinde 25 milyar dolarlık rezerv satışı yaptığını söyledi. Bu rakam, swap hariç net rezervlerin yüzde 38’ine denk geliyor.
Demiralp, "Artık döviz kurundaki baskıyı rezerv satarak dengelemek mümkün değil. Daha yüksek faiz dışında seçenek kalmadı. Ancak bu da halk için acı reçete anlamına gelir" dedi.
“Yabancı Sermaye Türkiye’den Uzaklaşıyor”
Ekonomist Prof. Dr. Aykut Lenger ise siyasi riskin yatırımcı güvenini zedelediğini vurguladı. Borsadaki düşüş ve CDS primindeki artışa dikkat çeken Lenger, "Siyasi belirsizlik sürerse, yabancı sermaye çıkışı hızlanabilir. Bu da hem döviz hem faiz üzerinde baskı yaratır" ifadelerini kullandı.
Sosyal Medyada Panik Havası
Sosyal medyada bazı grupların bankalardan döviz çekme çağrıları yaptığı görülürken, uzmanlar bu tür çağrıların paniğe yol açabileceği ve döviz talebini hızla artırabileceği uyarısında bulunuyor.
Yılmaz: “Programımız Kararlılıkla Sürecek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise yaptığı açıklamada ekonomik programın süreceğini belirtti. Yılmaz, enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu ve Merkez Bankası rezervlerinin yeterli seviyede olduğunu ifade etti.
“Kur Sıçrarsa Büyüme ve İstihdam Tehlikeye Girer”
Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Özatay ise Yetkin Report’ta kaleme aldığı analizde, Merkez Bankası’nın tüm araçları devreye sokmasına rağmen kurun yüzde 3,5 arttığını belirtti. “Siyasi kriz derinleşirse kur ve faiz sıçrayabilir. Bu da şirket bilançolarını bozar, büyüme yavaşlar, işsizlik artar” dedi.
Uzmanlardan Uyarı: Ekonomik Kazanımlar Hızla Eriyor
Uzmanların ortak görüşü, Türkiye ekonomisinin siyasi gelişmelere karşı kırılgan yapıda olduğu ve yaşanan bu tür krizlerin elde edilen ekonomik kazanımları hızla eritebileceği yönünde. Ekonomi yönetiminin teknik önlemlerle piyasaya güven vermeye çalıştığı ancak asıl belirleyicinin siyasi atmosfer olacağı ifade ediliyor.
