Çaykur Rizespor, Süper Lig'in 30. haftasında ağırladığı lider Trabzonspor'u, 3 penaltıdan bulduğu gollerle 3-2 mağlup etti.
Öncelikle hava şartları ve stad zemini ile alakalı olumsuz koşullar sebebi ile iki takımı teknik ve taktik olarak değerlendirmeye ve bu konuda çok söz etmeye gerek olduğunu düşünmüyorum.
Maçın saati geldiği anda şiddetini arttıran kar, stadın zemini esir aldı. Rizespor taraftarlarının yardımı ile maçın oynanabilecek şekilde stadın zemini açtı ve bu sayede maç 15 dakika rötarlı başladı.
Böyle kötü hava koşullarına ve kötü zemine rağmen maçın ertelenmeyip oynatılması hakkındaki ısrarın asla iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.
Birde maçın başından sonuna kadar Trabzonspor takımına gösterilen tepkinin sosyal medyada çok konuşulduğunu gördüm. Trabzonspor taraftarı bu tarz algı oyunlarına gelmemeli büyük takım ve büyük bir medeniyet mirası olan bir şehrin gerçeğini yerine getirmeli iki şehir arasındaki sosyolojik ve kültürel kırılmaya sebep olacak olaylara büyüklüğünün gerektirdiği asaletle bakmalıdır. Bu konuda Çaykur Rizespor taraftarının hepsini bir kefeye koymamalıdır. İki şehri birbirine düşman edecek açıklamalar yaparak Trabzon ve Rize arasında düşmanlık olsun diye elini oğuşturanlara ve bu ateşe odun taşıyan kendi şehrinin takımını desteklemek yerine başkalarına payende olanlara fırsat vermemelidir.
Bu zeminde Trabzonspor'un bu sezonki şampiyonlukta oyun üstünlüğü olarak ortaya koyduğu her ne varsa uygulaması güçtü. Sahada teknik kabiliyette farklı olarak hırs mücadele tempo ve sertlik gerektiren bir oyuncu yapısı olması Trabzonspor adına maçın kazanılmasını sağlayacak yegane şeylerdi. Fakat sahada Trabzonspor adına bunu yapabilecek oyuncu sayısı bir elin parmaklarını geçemedi. İki takım arasındaki teknik üstünlüğü Trabzonspor aleyhine sıfırlayarak şartları eşit hale getiren zeminde aslında Trabzonspor elinden gelenin en iyisini yapıp akan oyunda 2 gol bulup 3 net pozisyondan da faydalanmadı. Aslında Trabzonspor'un kadro kalitesi maçı kazanacak oyunu oynadı. Trabzonspor Rizespor'a karşı pozisyon vermeden 2 gol attığı maçta ancak 3 penaltı golü ile kaybedebilirdi.
Abdullah hoca bu sezonki şampiyonlukta emeği çok büyük fakat özellikle ulusal kanallarda kaybedilen bu maçın faturasını maalesef Abdullah hocaya çıkartıldığını işittik. herkes oyuncu değişikliklerinden ve kurduğu 11 in yanlışlığından bahsediyordu. Bu tür konuşmaların sadece skora endeksli olduğunu ve tercihlerinin ötesinde kadrodaki bir takım eksiklerin Abdullah hocanın heybesine referans olabilecek tecrübeler attığını düşünüyorum.
Biri Antalyaspor deplasmanı olmak üzere bu sezon zorlu saha ve iklim koşulları ile mücadele ettiği maçların ikisini de kaybetti. Trabzonspor'un kadrodaki teknik kapasitesi yüksek oyuncu gurubunun yanına mücadele gücü yüksek oyuncuları da bulundurması gerektiğini anlamak adına bu mağlubiyetin iyi bir tecrübe olduğunu söylemeliyim.
Siopis maçta herşeyini ortaya koydu. Bu takıma ne kadar faydalı bir transfer olduğunu bizlere gösterdi. Maçta Siopis gibi fiziksel olarak iyi gözüken Ahmetcan, Djaniny, Bruno Peres ve Visca gibi mücadele gücü yüksek oyuncuların sayısını kadroda değilse bile bu günler için rotasyonda arttırmak lazım.
Rizespor sahada haddini bilerek oynadı. Bülent Korkmaz defans hattını orta sahaya yaklaştırarak bloklar arasını daraltıp katı bir savunma anlayışı sergiledi. Gedson Fernandes Rizespor'u oyunda tutan maestro şefi gibi onları oynatan çok iyi yönlendiren bir performans sergiledi. Sonradan oyuna giren
Pohpanjalo da 3 penaltı golü ile düşme potasında ki takımına hayat verdi.
Hakem hakkında ise zorlu saha koşullarına rağmen maçı oynatma ısrarı ve 3. Penaltıdan önceki kambura yatma pozisyondaki faulü es geçmesi dışında iyi maç yönettiğini söyleyebilirim.
Şampiyonluk hikayesinde bir takım sıkıntılar çözülemeyen maçlar tabiki olacaktır. Fakat İnanıyorum ki Trabzonspor, moral ve motivasyonlarını bozmadan, taraftarının da desteğiyle aynı bundan önce kaybettikleri Antalyaspor maçında olduğu gibi yeniden ayağa kalkacaktır.