Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği vasıtasıyla bir dizi yurtdışı ziyaretler gerçekleştirdik...

İlk adresimiz Batum'du. Burada ki ziyaretlerimizi; 20 yılı aşkın süredir Batum'da Türk'ün övgü dolu methiyeler elde etmesini sağlayan; Trabzonlu iş adamı, gönül insanı ve mert kişilik Günhan Üçüncüoğlu abim sayesinde gerçekleştirdik...

Bizlere Batum ve Tiflis'te gösterilen müthiş konukseverlik, ilgi ve sonsuz alâkanın baş mimarı olan; Gürcistan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi Başkanı ve aynı zamanda Gürcistan Uluslararası Yatırımlar Derneği Başkanı olan, Trabzonlu hemşehrimiz, gittiği hiçbir yerde Trabzon'u da unutmayan güzel insan Osman Çalışkan Mjavaradze Beyefendi'nin pozitif yönlendirmeleri sonucunda çok güzel ikili temaslarda bulunduk...

Osman Çalışkan Bey ayrıca Trabzon Imperial Hastanesi'nin Gürcistan temsilcisi...

Tiflis'te de çok faydalı karşılıklı istişarelerde bulunduğumuz büyükelçilik ve ticari ateşelerimize sonsuz şükranlar...

Batum'da ve Tiflis'te Türklere inanılmaz bir hürmet var...

2008'de ki Rusya kuşatmasından ötürü Ruslara olan kızgınlık ile Arapların imajının çok da iyi olmadığı bütün dünya gibi; Tiflis'te de Türk olmanın ayrıcalığını hissettik...

Birçok kişi, kurum ve esnaf ile birebir yaptığımız istişarelere binayen; bölgede ki halkın Türklere olan güvenini gözlerimizle görme imkânımız oldu...

Çok garip bir şekilde Tiflis sokaklarında Türk olduğumuzu söylediğimizde herkesin; " Erdoğan büyük bir lider. Sizi bütün Dünya'nın öğrenmesini sağladığı için çok şanslısınız " sözleri ve 2 kelimelerinden birinin Erdoğan olması bizlere gurur verdi...

NOT: Siyasi düşüncesine bakmaksızın Türk'ün bütün Dünya nezdinde bu denli kredisinin olmasını sağlayacak olan kim varsa; 6'lı masasından, Ateistine kadar, ama devlete, bayrağa, ezana ve milli örf ve adetlere bağlı olması kırmızı çizgimiz olan herkesin ama herkesin yeri başımızın tam da üstüdür. NET...

Gürcistan'dan sonra ki durağımız Bakü, Şuşa ve Karabağ Bölgeleri idi...

6 yıl Rusya ve Rusça konuşulan ülkelerde yaşamış ve çalışmış birisi olarak; 90'lı yıllarda özerkliğini ilân eden Türki Cumhuriyet'lerin hepsinde ama istisnasız hepsinde, yüzyıllarca Sovyetler Birliği ve Çarlık çatısı altında yaşamanın ve Rus Kültürüne olan yakınlığın izlerini hissetmek içten bile değildi...

Son yıllara kadar Tek millet, 2 Devlet olarak kan kardeşi gördüğümüz Azerbaycanlıların dahi damarlarına kadar işleyen Komünizmli Yıllar ve Rus kültürüne olan yakınlık ile çok iddialı olacak belki de ama; yakın tarihe kadar 1 Türk yerine 1 Rus'u tercih eden bakış açılarının gözle görülür şekilde Türk'den yana evrilmesi ve Türk'lere olan hürmetin, Karabağ Savaşı'ndan sonra tavan yaptığına gözlerimizle şahit olduk...

Türk olduğumuzu söylediğimizde akan suların durduğunu gözlemledik...

Ama bir kesim Azerbaycanlının; günlük konuşma dili olarak Türkçe yerine halâ Rusça'yı tercih ettiğini ve o belli kesimin halâ Rus Kültürünün etkisinde olduğunu hissettik...

Azerbaycan Eski Başkanı Haydar Aliyev'e inanılmaz hürmet gösteriyor Azerbaycanlı kardeşlerimiz...

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in; Türk Kültürüne olan bağlılığı arttırarak devam ettirme yolunu da bir devlet politikası olarak uyguladığını öğrendik...

Trabzon'daki Arap yoğunluğu Bakü'de de farksız. Lâkin Arapların imajı hiç de hoş değil...

Evli olan Arapların dahi Azerbaycan Türkü kardeşlerimizi rahatsız etmeleri; Azerbaycanlıların fiili olarak tepki vermelerini zorunlu kılmış...

Müslüman denince Arap değil de ilk akla gelenin neden TÜRK olduğunu etüd etme fırsatımız olması; bizleri ziyadesiyle onure etti. NET...!!!

Şuşa ve Karabağ'daki Uluslararası İş Forumunda Türkiye'yi temsil etmenin sonsuz hazzını hissettik...

7 farklı ülkenin önde gelen iş insanları ve Holdingleri ile temasta bulunduk...

Herkes bize "Erdoğan prezident( başkan ) seçilecek mi yeniden? ; bugün Şuşa ve Karabağ'da Türk'ün bayrağı dalgalanıyorsa, bunun en büyük payı Erdoğan'ın önderliğinde ki Türk Birliği'dir " geri dönüşünü ilettiler...

Şuşa ve Karabağ'ı tamamen Türk müteahhit şirketleri inşaa ediyor. Heryerde Türk izi var ve 30 yıllık ukteye dönen hasretin son bulduğuna şahit olduk...

Zaruri olan Türk Dünyası Birlikteliği'nin de ne kadar elzem, ivedi ve hayat memat meselesi olduğunu bir kez daha anladık. NET...!!!

Türk'ün ayak bastığı; her yer bize Türkiye...

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar