En kısa, güncel ve uygun tabiriyle " ZITLIKLARIN BİRLİKTELİĞİ " veya " ZITLIKLARA RAĞMEN BİRARADA OLMAK " anlamına gelen postmodernizm; günümüz siyasetinin olmazsa olmaz, geniş kitleleri kapsayan ve başarıya giden en önemli gerçekliği durumunda...
Kaldı ki sağ, sol, demokratlık, liberalizm, komünizm, milliyetçilik, muhafazakârlık ile sosyal demokratlık ve devrim kavramları; bütün dünyanın ortak payda da sahip olduğu yapılar.
Dolayısıyla durum; bizim için de pek farklı değil...
Zira Kurtuluş Savaşı'ndan yeni bir ülke oluşturan, savaşın ağır yaralarını da sararak; bütün ülkenin topyekün desteğini arkasına alarak yıllarca iktidarda kalan Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ün, bütün ülkeyi tek bir çatı altında toplaması gibi...
Bunu başarmak; Türkiye gibi etnik köken olarak alternatifi bol ve çeşitli ülkeler için çok da kolay olmasa gerek...
Bu yüzdendir ki ideolojik tandanslı partilerin; postmodernizmi benimseyerek bütün yurdun sattı mahalline uygun ve entegre olan bir siyasi birlikteliği sağlamaları çok zordur.
Çünkü ideolojik partiler; kendi içinde homojen oldukları için, geniş kitleleri bir arada tutan temsiliyet kurumları değillerdir malesef ki...
Bunun yerine aynı renklerin birlikteliği ile çeşitlilik, çok fikirlilik ve rengarenk bir gökkuşağı misali birçok rengi ve insan çeşidini 1 arada barındırmaktan uzak kalırlar...
Ki Alevi, Sünni, Çerkez, Lâz, Gürcü, Abazan, Romen, Kürt, Yörük olmak ne kadar bu ülkenin bir gerçekliği ve kaderi ise; bir o kadar milliyetçi, muhafazakâr, demokrat, sosyal demokrat, liberal, milliyetçi liberal, ateist, dindar vb. seçmen kitleleri de, bir diğer dinamiklerinden biri ülkemizin...
Dolayısıyla iktidara namzet ve talip olan partilerin; ideolojik takıntılar ve bölmeler yerine, daha kapsamlı ve kucaklayıcı siyaset politikaları üretmeleri; yani postmodern bir siyaset anlayışı ile bir TÜRKİYE PARTİSİ imajına sahip olmaları, olmazsa olmaz tek yönetim şeklidir...
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ün teklifi ile Cumhuriyet Halk Fırkası mebusu olan ve daha sonra Adalet Partisi'ni kuran rahmetli Adnan Menderes'in; Gazi'nin partisinde olması da, daha sonra Gazi'nin mirasını ve bütün Türkiye'yi kucaklayan partisini, sadece sol tandansın temsilcisi yapma hatasında bulunan Milli Şef'in karşısında uyguladığı politika da bir postmodern siyasetti.
Daha sonraları bunu başarabilen bir diğer lider olan rahmetli Özal ile bunu başarabilen tek sosyal demokrat figür olarak; rahmetli Bülent Ecevit'i gösterebiliriz...
An itibariyle günümüz Chp portresi; bunu yapmakta çok geç ve de radikal kaldığı için, iktidar olmakta, oyunu arttırmakta ve geniş kitlelere ulaşmak ile temsilde, uzun yıllardır zorluk yaşamaktadır.
Lâkin şartlar gereği sağ tandanslı olan Ekrem İmamoğlu, ülkücü geçmişe sahip Mansur Yavaş ve demokrat, inançlı, muhafazakâr, milliyetçi ve bir o kadar da halkçı olan İlhan Kesici ile milli görüş transferleri olan Abdüllatif Şener tarzı siyaset devşirmesi yapma zorunluluğu; İstanbul ve Ankara belediyelerinin kazanılması sonucunu da beraberinde getirdi...
Tıpkı 2001 yılında kurduğu Ak Parti'de Alevi, Kürt, Çerkez birçok isim ile sanatçı, akademisyen, modern, liberal, muhafazakâr, milliyetçi, milli görüş tandanslı ve de demokrat kimlikleri ile ön plâna çıkan figürleri tek çatı altında toplamayı başaran Tayyip Erdoğan gibi...
Postmodern siyasete en güzel örnek; şartlara, koşullara ve de içinde bulunulan duruma göre pozisyon almayı öngören Gazi'nin siyasi bakış açısı ile yıllar sonra da rahmetli Süleyman Demirel'in, bir türlü ne demek istediğini anlayamadığımız o meşhur " Dün dündür, bugün bugündür " söylemi de; postmodern siyaset kompedanlarıdır. NET...!!!
Yani dememiz tam da şu
Postmodern siyasetin kısıtlamaları yoktur. Gitar çalanla saz çalanın bir arada olabilmesi, tiyatro izleyen ile operayı sevenlerin ortak paydası, namaz kılanla içki içenin aynı çatı altında buluşması, futbol kadar golfu da bir spor olarak görmesi, türbanlı ve açık insanların birarada yaşaması anlamına gelir...
Yani tam olarak; zıt karakter ve yapıların, bütün farklılıklara rağmen; bir, beraber, kardeşçe ve de özgürce birarada güç birliği yapmaları ve temsil ettikleri kitlenin, kapsayıcılık bakımından bir hayli geniş ve birçok renk tonunu da bir arada barındırması anlamına gelir...
Ki günümüz siyasetinin olmazsa olmazı ve de yegâne iktidar yolu rehberi de budur...
Bilmem anlatabildik mi ?
Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar