"Yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahaneydi sonbahar... " dedi ya şair, Ertuğrul Başkan ağzıyla kuş tutsa nafile... Oysa şöyle bir geriye dönelim, en yalın haliyle, hesapsızca... Ağaoğlu döneminde Trabzonspor, 11 yıl önce şikeyle elinden alınan şampiyonluk kupasını alın teriyle, helalinden almışsa da ekonomik bir cendereye hapsolmuştu.

Şampiyonluk tacını takan birçok futbolcu kelepir bedelle satılmış, deyim yerindeyse ordu dağıtılmıştı. Neredeyse kulüp, kapısına kilit vurulacak raddeye gelmişti. Bırakın kapısına kilit vurulmasını personelin maaşları bile ödenemiyordu. Ahmet Ağaoğlu ince eleyip sık dokuyan bir insan, nitekim o dönemde kaliteli ürünü daha ucuza almak için pazara akşam saatlerinde gittiğini bizzat kendisi söylüyordu. Ama bir gerçek vardı ki gedikler bırakmıştı arkasında. Komuta heyetindeki Ertuğrul Doğan'ın o yılları gözlem yaparak, kulübün fotoğrafını çekerek geçti. Trabzonspor'daki  tüm olumsuzluklara yakından tanıklık etti Doğan. Ve 2023 yılında dizginleri ele alıp yeni bir kurmay heyetiyle yola çıkarken Trabzonspor'u ekonomik refaha taşıyacak adımların ilkini atma sözü vermişti. Kulübü Bankalar Birliği'nden çıkarmak da bu sözün altyapısını oluşturuyordu. Türkiye'nin elektrik üreten en büyük yüz firmasından biri olan Oltan & Köleoğlu Enerji Yönetim Kurulu Başkanlığını da yürüten Ertuğrul Doğan, şampiyon apoletli teknik direktör Abdullah Avcı ile yeni mukavele imzaladığında hata mı etti? Ne bileyim, şampiyonluktaki kilit isimlerden biri olan Nwakaeme ile yeni bir yola girdiğinde yanlış mı yaptı? Heyhat! Üstelik taraftarın istediği isimlerdi bunlar. Amenna, takım, turfanda sebze niyetine alınan ancak çürük çıkan futbolculardan oluşuyordu.

Abdullah Avcı'nın takımı yönlendiremediği, emir komuta zincirinde dizginleyemediği söyleniyordu. Gelen futbolcuların birçoğu Bjelica döneminde bile isteye takıma adapte edilen isimlerdi. Birçoğu bal yapmayan arı rolüne soyundu ve rollerini tamamlayamadan azledildi. IQ seviyesi en yüksek başkanlardan biri olan Ertuğrul Doğan'a farklı mecralardan yapılan salvolar, daha doğrusu saldırılar şairin de tabiriyle yaprağın sonbaharı bahane edip ağaçtan sıkıldığını resmediyor adeta. Şu sıralar takım ivme kaybetti ve deyim yerindeyse çakıldı. Bu tutarsız, bu trajik durumu bu renklere gönülden bağlı insanlar olarak elbette kabullenemiyoruz, içimize sindiremiyoruz; ama lütfen Ertuğrul Doğan gibi altın yumurtlayan tavuğu kesmeyelim.

"Sarı Öküz" hikâyesini bilir misiniz? Anlatalım: Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ'DE... Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: "Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz’de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizinle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım." Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış. AFERİN SİZİ KUTLARIZ! Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler: "Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim." Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk'u teslim etmişler, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş. NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI? Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı." (Alıntı)

Teşbihte hata olmaz. 30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde yapılacak olağan kongre için şimdi uzun uzadıya ve sağlıklı düşünme zamanı... Geleceğe gülümseyen Ertuğrul Doğan mı, yoksa bu kulübün değerlerine dış mihraklar tarafından yapılan saldırılar mı? Ez kaza; Yanındakilerle yaşar ama aklındakilerle ölürsün. Tercih sizin!

FUTBOLU SEVEN ADAM MURAT AKIN

Türkiye'de iş adamı olmak gerçek anlamda özveri ister, emek ister, binbir mücadele gerektirir. Gümüşhane Kelkit doğumlu Murat Akın helalinden iş adamı. Tabiri caizse hem mektepli hem alaylı. İnternette arama çubuğuna Murat Akın yazarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. 1954 Kelkit Belediyespor Onursal Başkanı ve Ariana Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akın tam anlamıyla bir fenomen. Adamda yok, yok! İlk, orta ve lise öğrenimini Gümüş­hane’de tamamlayan Akın, Delta Üniversitesi Ekonomi Master Of Business Admi­nistration bölümünden mezun oldu. Belçika’da basın ya­yın okuyan Akın, Press Card sahibi bir iş adamı. 1983 yılından beri ticaretle uğraşıyor.

Ariana Holding firmasının sahibi olan Murat Bey, petrol ve finans sektörün­de büyük projeler yapmakta. Arizona’da bulunan dünyanın en büyük altın madeninin sa­hibi olan Akın, aynı zamanda USD Mint Central Bank hissedarı ve yönetim ku­rulu başkanı. Özel bir banka sahibi olan Akın, bir de diplomat unvanı taşıyor... Birleşmiş Milletler Afrika Ülkeleri Finans Danışmanlığı da yapan Akın, çok sayıda dil bilmekte... Futbol denince Murat Akın için akan sular durur. Futbol tutkusu belki de kendisine çok değerli apoletler kazandırdı. Memleketi Kelkit'in kalkınması için yaptıkları yadsınamaz. Bölgenin en büyük AVM'si onun ismini taşıyor. Onun sayesinde birçok garibin yuvasına aş girdi, huzur girdi. Birçok kişiye umut oldu, baba oldu. Uzun yıllar futbol oynayan bu değerli iş adamının masa tenisi ve bilardo şampiyonluğu da bulunuyor.

Trabzonspor için tam anlamıyla aranan yönetici vasıflarına sahip olan Murat Akın, son olarak geçtiğimiz günlerde 1461 Soğuksuspor kulübüne yağmurluk hediye ederek bir kez daha gönülleri kazandı. 1461 Soğuksuspor Altyapı Sorumlusu Yakup Hancı, Ariana Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akın'a bu anlamlı jestinden dolayı teşekkürlerini iletti. Hancı, Akın gibi iş adamları sayesinde Türkiye'nin gerek iş gerekse spor dünyasında uluslararası başarılar kazanacağına inandığını söyledi. "Yağmur Ormanı" görünümündeki bölgede top koşturan sporcuların da bu yağmurluklardan dolayı Murat Akın'a minnettar olduklarını ifade eden Hancı, Akın'ın "vefa" duygusunu yüreğinde taşıyan çok kıymetli bir iş adamı olduğunu da eklemeden geçemedi.

DAN DAN DAN.. BU ŞOV CHAM’DAN

Trabzonspor ellerini, ayaklarını bağlayan prangalardan nihayet kurtuldu. 5-0'lık Adana Demirspor galibiyeti zemheri ayazında takıma bahar havası yaşattı. Ama elbette bir çiçekle bahar gelmiyor. Bjelica ve Abdullah Avcı'dan kalan enkaz yığınını ortadan kaldırmak görünen o ki epey zaman alacak. Şenol Güneş geldiği günden beri amiyane tabirle çöp niteliğindeki futbolcuları elimine etmekle meşgul. Adana Demirspor maçına kadar oynadığı üç müsabakayı da kaybeden Trabzonspor silkinmeliydi, nihayet bunu da yaptı.

Güneş'in maç kadrosu Trabzonspor'un özbeöz değerlerinin bu kadar ucuz harcanamayacağını açığa vurdu. Orsic, Eren, Nwakaeme, Denswil, Bardhi, Umut Bozok, Savic, Okay, Lundstram, Malheiro ve Barisic takımda yer almadı. Serkan Asan, Hüseyin Türkmen, Arif Boşluk ve Batagov bu sezon ilk kez forma giydi. Genç isimler Salih Malkoçoğlu, Ali Şahin Yılmaz, Poyraz Efe Yıldırım da cabası... Süper Lig'de gol krallığı yarışında Beşiktaşlı Ciro Immobile ile birlikte 8 golle lider konumunda bulunan Simon Banza'nın 2 gol attığı Adana Demirspor maçında öne çıkan futbolcu kuşkusuz Muhammed Cham'dı. Cham; Abdullah Avcı döneminde transfer edildi, 'ne Musa'ya yaranabildi ne de İsa'ya'... Şenol Güneş'le bu zemheri ayazında Papara Park'ta çiçek açtı. 5-0'lık Adana Demir maçı boyunca kartpostallık ve düşsel izlenimler sergiledi. Jeneriklik 3 gol atması bir yana 2 de asist yaptı. Doksan dakikada zor olanı, muhteşem olanı yaptı Muhammed Cham... Bir ressamın fırçasından çıkan eskizlerle büyüleyici bir ambiyans yarattı. O gol attıkça bu karakışta tribünler isilik döktü, o gol attıkça mevsim evrildi, yaz oldu, Trabzonspor'un ana arterleri ferahladı. Şenol Güneş takımdaki cevheri keşfetti, artık yapması gerekeni biliyor!

62 YILLIK LİSE SERÜVENİ FAROZ DAMLARINDA YENİDEN BAŞLADI

Trabzon Lisesi’nde başlayan arkadaşlık 30 yıllık bir zaman diliminden sonra Faroz damlarında yeniden yaşanırken, güzel ve neşeli anılar birbirini izledi. Lise arkadaşları namı diğer baba, Kartal İlyas Hardaloğlu, Antalya’dan gelen Konstantin Yavuz ve Trabzon’un renkli siması Krem Yavuz bir araya geldiğinde, herkes eteklerindeki taşları dökerken çok renkli anılar ortaya çıktı. Gülme krizinin de yaşandığı gece yaşanmaya değerdi.

Daltonlar çetesi gibi görüntü veren bu üçlüden kavga işlerinden Kartal İlyas, nakit işlerinden Krem Yavuz ve bando işlerinden ise Konstantin Yavuz sorumlu bakanlar idiler. Para lazım olduğunda Krem Yavuz hemen nakitli kız arkadaşlarına salvo atıyordu. Bando takımına yazılan kafadarlar bu sayede okulu nasıl asacaklarının hesabını yapıyorlardı. Kavga edileceği zaman da hemencecik baba-kartal lakaplı İlyas en önde gidiyor ve düşmana gösteriliyordu... Akıllarına bir gün okulu boykot etmek gelen daltonlar çetesi, öğrencileri derslere sokmamak için türlü yolları denediler, bunda da başarılı oldular. Ancak okul yöneticileri bu öğrencilere ne hikmetse diş geçiremediler. 1960’lı yılların sonu 1970’li yılların başında okullarda uzun saç kontrolü yapılırken, çete mensuplarından Konstantin Yavuz ile baba Kartal’ın saçlarını öğretmenler ön taraftan kesince, Krem Yavuz kaçtı ve SSK hastanesine giderek rapor almak suretiyle saçlarının kesilmesini nasıl önlediğini ballandıra ballandıra anlatıyordu...

GÖNÜL KUŞUM İLE 62 SONRAYA GİTTİM

Trabzon Lisesinde okuyan Konstantin Yavuz, Krem Yavuz, Gazeteci abim Osman Çavuşoğlu, Baba Kartal, Burhan, Küçük Konstantin Turgay, Muharrem, Köksal ile birlikte Faroz'da Bankacı Kemal’in damında bir araya gelerek yaşanmaya değer bir gece geçirdik. Her türlü balığın olduğu masada hem yedik hem de derin sohbetlere daldık. Namı diğer Baba İlyas’ın söylediği birbirinden güzel şarkı ve türkülere masadaki herkes eşlik ederken renkli bir geceye şahitlik ettik. Trabzonspor’un Avni Aker’de maçları oynadığı yıllarda Faroz taraftarlar grubunun başını Konstantin Yavuz ile Üveyiz Haluk çekerlerdi. Mahallede toplanan taraftarlar Avni Aker stadına kadar birlikte Gönül kuşum kanat açmış uçup ta dallara konar’’ şarkısını söyleyerek stada kadar tempolu giderlerdi. Yol boyunca gruba katılanlar da konvoya renk katarlardı. Baba İlyas, Türk Sanat Müziği’nden birçok şarkıyı seslendirdikten sonra. Krem Yavuz durur mu? Araya girerek “O zamanlar Faroz’un simgesi haline gelen Gönül kuşum şarkısını birlikte söylememizi önerince, Baba İlyas  başlayınca Konstantin Yavuz da şarkıya girdi. Ardından masada bulunan herkes şarkıyı mırıldandı. Bir ara Krem Yavuz Bu şarkının aynı zamanda hopdek oyunun başlangıcı olduğunu söyleyince aradan bir ses “ama bir tek rahmetli kıymet eksik” deyince alkış tufanı ve gülüşmeler birbirini tamamladı. Masadakiler bu şarkı ile tam 62 yıl önceye giderek anılarını tazelerken, geceyi hüzünlü bir sessizlik kapladı. Zira Faroz’un simgesi bu şarkı çoktan unutulmuştu.

DERLERKİ RECEP GÖREVİNİ YAPTI

Gecenin ilerleyen saatlerinde Muharrem’in babası eski futbolcu Kahveci Recep telefonla aramaz mi!!! Krem Yavuz ile Kahveci Recep telefondaki kısa bir sohbetin ardından Krem Yavuz, Trabzonspor amatör takımında birlikte oynadığı yıllarda Kahveci Recep ile olan anısını anlattı. ’Trabzonspor amatör takımında oynarken kahveci Recep’e bir top attım. Kaleci ile karşı karşıya kalınca golü atması gerekiyordu. Ancak Recep şut atmak yerine, topla kenar çizgisine kadar indi ve orta yaptı. Onun üzerine “ La niye kaleye gidip golü atmadın” dedim. O da kaleyle ne işim var. Benim işim çizgiye inmek oradan orta yapıp santraforun golü atmasını sağlamak. Ancak o zaman Recep görevini yaptı derler”. Öteki türlü golü atamazsam beni yuhalarlar “ der.

EY ALLAHIM ŞARKIYI UNUTTUR İLAHİ SÖYLETTİR

Bir gün Konstantin Temel, Obuz Erol, Kamış Orhan ve Burhan Maçka’ya doğru yola çıkarlar. Maçka’ya yemeğe giderken İlyas Abi’nin iki lakabı var. Ya Kartal yâda Baba diye hitap ederler. Kartal Abi’den arkadaşları bir kızıl Konca şarkısını söylemesini isterler. Kartal abi şarkıya giriş yapar ancak devamını unutur. Ardından devamını getiremeyince, ‘’Ey Allahım bana şarkıyı unuttur ilahi söylettir’ ’der. Gülüşmelerin sonunda Obuz Erol, “Kartal şarkının girişine başlıyorsun, Maçka sınırlarına yaklaşınca unutuyorsun.” der. Bundan etkilenen Kartal İlyas tam bir ay şarkı okumama kararı aldı. O sırada Burhan kardeşimiz canlı yayın yaparken İstanbul’da ikamet eden Kartal abinin kankası Suat aradı. Kartal Abi’den, Tarkan’ın meşhur ‘’Oynama şıkıdım şıkıdım şarkısını isteyince masada gülme krizi yaşandı. Bu esnada araya Konstantin Yavuz girer ve ‘’Ailevi sorunlara girmeyin veda busesi yapıyoruz.” der Söz döner dolaşır araba seyahatlerde ki trafik cezalarına gelir. Konstantin Yavuz, söze girerek Antalya’dan, Trabzon’a gelirken üç yerde trafik cezası yedim. İki ay kendimi kampa çekeceğim deyince, söze Küçük Kostantin Turgay girer’’ İstanbul'a gittim.106 defa paralı yola girdim. Senin yediğin cezalar da bir şey mi abiciğim’’ deyince Krem Yavuz, geri kalır mı hemen söze girip dört ay sonra ben Altınoluğa gideceğim yokum. Yolda yiyeceğim trafik cezalarını da siz öderseniz bu sohbetleri 4 ay sonra yaparız’’ diyerek konuyu kapattı.

BABA VE CAN’IN HORLAMALARINDAN YİRMİ ODADA KALANLARIN HEPSİ ŞİKAYETCİ OLDU

Konstantin Yavuz abinin Antalya’da denize nazır Faroz balık adlı güzel bir lokantası var. Baba İlyas ile rahmetli Can Antalya’ya giderek Yavuz Abi’nin misafirleri olurlar. Yavuz abinin balık lokantasında yediler içtiler, Lokantanın yanındaki taksi durağından bir taksiye binerek kalacakları yere doğru yola çıktılar. Baba İlyas ile rahmetli Can taksi şoförü ile sohbet etmeye başladılar. Baba İlyas şoförün atletik vücudunu görünce “sporcusun galiba” diyerek zarf attı. Şoför hem arabayı sürüyor hemde cevap veriyor. ‘’Boksörüm’’ baba İlyas ‘’Bende boksörüm’’ şoför hem sevindi hem de Almanya anılarını anlatmaya başladı. Baba İlyas şoföre ‘’Bende Azrail ile dövüştüm’ diyerek altta kalmadı. ’Kalacakları Tesislere kadar abartılı sohbetle gelen Baba İlyas ile rahmetli Can odalarına çıkarak uyumaya başladılar. Ama Tesislerin içi bu iki kişinin horultusundan adeta yıkılıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde Baba ile rahmetli Can'ın horultusundan rahatsız olanlar Tesisler müdürüne Baba ve Canı şikâyet ettiler. Tesisler müdürü geldi ve bu iki kafadar uyandırdı. Yirmi odalı tesislerde kalanların tamamı bu iki kafadarın horlamasından rahatsız olunca tesis müdürü bunların eline battaniyeleri vererek koridorda yatmalarını sağladı.

KADİR İNANIR’A SEN BİR BAKIŞTA ANLADIN

Sohbette anılar birbirini kovalarken Krem Yavuz durur mu? Sazı eline aldı ve başladı anlatmaya; “Kuşadası'nda Haluk başkanın otelinde Kadir (İnanır) abinin başrolde oynadığı dizi çekilecek. Bana da dizide görev verdiler. Kaçakçı rolünde oynuyorum. Adım da Tahir baba. Bana sıra geldi Tahir baba diyeceğim yerde Sahil baba dedim. Arkadan seslendirme yapılınca doğruyu söyledim geldik Trabzon'a. Diziye limanda devam edeceğiz. Muharrem abinin abisi liman müdürü dizide liman müdürünü görevden alacağız rol icabı. Liman müdürü bu esnada görevden alındı. Babamı gördü. Oğlun beni görevden aldı” Babam da Kadir İnanır’a “Kadir seni tebrik ederim. dedi. Kadir İnanır ne oldu Rafet amca ‘’Ben bu i ....ne olduğunu anlamadım ama sen bir bakışta anladın... cevabını verdi. Bu sırada Kadir İnanır da şaşkınlık içinde gülmeye başladı.