Türkiye Cumhuriyeti’nin 8’inci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ve üç kez Başbakanlık yapan A. Mesut Yılmaz’ın bu ülkeye kazandırdığı eserlerden biri de, yapımına karşı çıkanların, yapıldığı yerin adına bakarak ‘Buraya kurt bile inmez’ dedikleri Kurtköy’e yapılan ve adına da büyük bir isabetle Sabiha Gökçen adını verdikleri havalimanıdır. 
Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından temeli Şubat 1998’de atılan ve 2003 yılı Ocak ayında hizmete açılan ve 550 milyon dolara
mal olan Sabiha Gökçen Havalimanı
özelleştirilmek için HEAŞ (Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş) 
adlı şirkete bağlandı. Yapılan ihaleyle
Nihat Özdemir’e ait Limak Holding, Hintli GMR Infrastructure ve Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB) ortaklığında kurulan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş (ISG) adlı şirket, 1 Mayıs 2008 tarihinde tüm operasyonların işletme hakkını 1 milyar 932 milyon Euro verip 20 yıllığına kazandı. Yolcu kapasitesini 25 milyona  çıkaran yeni terminal ise Ekim 2009’da hizmete girdi. Beklenen verimi alamadıkları veya öyle istendiği
için olsa gerek, Nisan 2014’te Hintli GMR (Yüzde 20) ve ardından da Aralık 2014’te Limak yüzde 40’lık hisselerini MAHB’ye devrederek ortaklıktan çıktı. Bu dönemde, Atatürk Havalimanı’nı da işleten TAV Havalimanları Holding
Limak hisselerine 364 milyon dolara talip olduysa da, yüzde 60 hissenin sahibi olan Malezyalı MAHB, öncelikli satın alma hakkı da olduğu için 285 milyon euro vererek tüm hisseleri aldı. 
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 9 yıl önce başlayan ikinci pistin bitmemesi beraberinde spekülasyonlara sebep olmuş ancak iş bir türlü hızlanmamıştı. 
Sonra ne olduysa, pistin yapımı birden hızlandı ve seçim sath-ı mailine girme arefesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geçen hafta törenle açıldı.
Ve daha da önemlisi, geçmişte TAV’a verilmeyen Sabiha Gökçen hisseleri, 2018’de Antalya Havalimanı’ndaki yüzde 50 hissesini 340 milyon dolara TAV’a satan IC Holding’e satıldı. Yüzde 50’lık bu hisseler kimin oluruyla ve de kaça el değiştirdi acaba?
3 bin 540 metrelik bu ikinci pistiyle A-380 gibi geniş gövdeli uçakların da inmesi mümkün olan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yolcu kapasitesi ve de dolayısıyla karlılığı da artmış olacak. 
Pegasus’un ve Ajet’in yeni uçaklarıyla  önemi daha da artan bu havalimanına ortak olan IC Holding çok tanıdık. 
Ağrılı bir müteahhit olup, daha sonra Antalya Havalimanı’na ortak olarak havacılığa da giren İbrahim Çeçen’ın 
 IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding A.Ş (IC Holding) adlı şirketi Yap-İşlet-Devret modeliyle “Yolcu garantili” olarak ihaleye çıkarılan Kütahya Zafer Havalimanı’nın işletme hakkını da 2044’e kadar elinde bulunduruyor. 
Ön görülen yolcu sayısına ulaşması mümkün olmayan Zafer Havalimanı’nın devlete sürekli yük oluşu kamuoyunda hep tartışılıyor.
ISG Şirketinde  Ekim 2023’te Berk Albayrak’ın CEO’luk görevinden alınmasına rağmen makama atama yapılmaması manidar bulunmuştu. Şimdi, bu makama Çeçen Gurup’tan Serhat Soğukpınar’ın atanması  ISG sitesinde “Malezya Havalimanları ile IC Holding arasındaki stratejik işbirliğinin nişanesi.” diye tanımlandı. Bu demektir ki, yapılmayan CEO ataması yeni gelen ortağa bırakılarak önemli bir jestin ötesinde, belki de daha fazla söz hakkının olacağını ortaya koyuyor. 
Bu ortaklığın oranı ne olursa olsun Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki yüzde 100’lük yabancı sahipliliği de böylece sona ermiş oldu. Fakat, Kütahya’da havadan para kazanan IC Holding, artık Sabiha Gökçen gibi çok daha fazla para kazanan iyi bir havalimanına ortak olarak 2028’de bitecek olan süre sonunda meydanın tamamını almaya niyetlidir diyorum. 
Malezyalılara, “Ya dediğimiz ortağı alırsınız, ya da ikinci pist hiç bitmez” veya “Zaten süreniz bitiyor” denilmiş ve önerilen ortağa ‘evet’ demiş olabilir. 
Bir iki yıl sonra ihale yenilenme süreci 
başlar ve Çeçen Holding de meydanın tek sahibi olur, başka türlüsü olamaz. 
Benden bugünden söylemesi…
Mutlu yıllar Türkiyem…
[email protected]