Türk Medeni Kanunu’nun Önemi
Suiçmez, Türk Medeni Kanunu’nun Cumhuriyet’in temel ilkelerinden olan çağdaşlık ve laiklik üzerine inşa edildiğini dile getirdi. 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen bu kanunun, çok hukukluluğun sona erdirildiği, yurttaşların haklarının güvence altına alındığı, kadınların ise erkeklerle eşit ve özgür bireyler olarak tanındığı bir devrim olduğunu vurguladı. "Türk Medeni Kanunu, Cumhuriyetimizin hukuk alanındaki en büyük devrimidir" ifadesini kullandı.

Fidan'dan Küresel Gerilim Uyarısı: "Nükleer Savaş Riski Var" Fidan'dan Küresel Gerilim Uyarısı: "Nükleer Savaş Riski Var"

Kadın Haklarının Korunması Gerekiyor
Günümüzde Medeni Kanun’un getirdiği hakların tehdit altında olduğunu ifade eden Suiçmez, kadın haklarını geri plana atan yasal düzenlemelerin gündeme gelmesinden endişe duyduklarını belirtti. Laiklik ilkesinin, kadınların eşit ve onurlu bir yaşam sürmesinin teminatı olduğunu söyleyen Suiçmez, "Kadını eşit ve özgür birey olmaktan uzaklaştıracak her türlü söylem ve düzenleme, anayasamızın ruhuna aykırıdır" dedi. Bu tür girişimlerin ivedilikle durdurulması gerektiğini vurguladı.

Mücadeleye Devam Vurgusu
Suiçmez, kadın hakları kazanımlarından geriye dönüşe yol açacak her türlü söylem, eylem ve yasal değişikliklere karşı duracaklarını belirterek, "Bu değerleri korumak ve yaşatmak için mücadele edeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum" dedi. Açıklamasını, Cumhuriyet Devrimini bir kadın devrimi haline getiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Medeni Kanun’un mimarı Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a saygı duruşunda bulunarak tamamladı.

Muhabir: TUNCAY UÇKUN