Akçaabat’ın Tarihi Yolculuğu Konferansla Anlatıldı Akçaabat’ın Tarihi Yolculuğu Konferansla Anlatıldı

Okulda ders sırasında bağlama çalma hareketleri yaparken sınıf arkadaşım Hayati Kara, beni öğretmene şikayet etmişti. Öğretmenimiz dönüp “Ben birazdan Fevzi ile bağlama çalacağım,” diyerek beni fırçalamıştı.

Eğitim hayatımın ardından İstanbul’a taşındım ve meslek olarak tekstil sektörüne yöneldim. Özellikle kadife alanında kendimi geliştirip uzmanlaştım. Ancak müzikten hiç kopmadım; her zaman söz yazmaya ve kendimi geliştirmeye devam ettim. Bunun yanı sıra, gençlik yıllarımdan beri ilgilendiğim profesyonel fotoğrafçılık hobimi de sürdürdüm. Farklı fotoğraf makineleri kullandım ve özellikle doğa manzaraları ile Karadeniz’in eşsiz görüntülerini kaydetmeye özen gösterdim. Köyümüzdeki düğünlerde yakın çevrem için hatıra fotoğrafları çekmek de benim için ayrı bir keyifti.

Bir gün mahallemdeki bir çay ocağında otururken müzik dünyasında uzun yıllarını geçirmiş Azizhan Mutlu ile tanıştım. Ona kemençe ve bağlamaya olan ilgimden ve yazdığım sözlerden bahsedince, “Bu besteleri neden değerlendirmiyorsun?” dedi. Yaptığım çalışmaları görünce çok beğendi ve bir türkü yapıp klip çekme fikrini önerdi. Sesimi ve yorumumu beğenince, beni Unkapanı’na, aranjör Bülent Ateş’in yanına götürdü. Bülent ağabeyim de sesimi, bestelerimi ve yorumumu beğenerek hemen çalışmaya başladı. Bu süreçte, kıymetli dostum Azizhan Mutlu ve aranjör ağabeyim Bülent Ateş’e minnettarım.

Hayatımda bana ilham veren, örnek aldığım Karadeniz sanatçısı ise Enver Turan’dır. Müziğe ve sanata olan bağlılığım hiç bitmedi ve bu yolculukta hem kendimi buldum hem de tutkularımın peşinden gittim.

Muhabir: BİROL SANCAK