TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, açıklamalarda bulundu. Pehlevan yaptığı açıklamada “Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Diyarbakır, Adıyaman ve Adana illerinde meydana gelen depremde her yönüyle çok büyük yıkım yarattı. Yaşamını yitiren tüm yurttaşlara rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ayrıca ağır kış koşullarına rağmen fedakârca uğraşan yerli ve yabancı tüm kurtarma ekiplerine, gönüllülere, yardımları ile dayanışmayı büyüten herkese de teşekkürlerimizi sunuyoruz.” Dedi.

“TARIM SEKTÖRÜNÜ ETKİLEDİ”

Pehlevan açıklamasında tarım alanlarının yapılaşmaya açılmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Depremlerin dünyanın her coğrafyasında hep oldu ve hep olacaktır. Deprem kuşağında yaşayan ülkeler her an depreme hazırlıklı olmak zorundadırlar. Deprem, insanlığın geleceğine ilişkin çok ciddi bir uyarıdır. Tarım toprakları ile depremlerin verdikleri zararlar arasında doğrusal bir ilişki bulunuyor. Tarım yapılan topraklar, özellikle alüvyal ovalar, yumuşak zemine sahip oldukları için inşaata uygun olmayıp yapılaşmaya açılmamalı. Kahramanmaraş depremleri tarım alanlarının betonlaşmasının ağır faturasının ciddi can ve mal kayıpları olduğunu bir kez daha gösterdi. Depremin her alandaki yıkıcı etkileri ülkemizin tarımsal hammadde ve gıda ürünleri tedariğini sağlayan tarım sektörünü de etkiledi.” İfadelerini kullandı.

“SIKI TEDBİRLER ALINMALI”

Mart ayıyla birlikte bitkisel üretim faaliyetlerinin yoğunlaşacağını belirten Başkan Pehlevan, konuşmasına şöyle devam etti:  “tarım sektörü için depremin yıkıcı etkilerinin azaltılması amacıyla önümüzdeki günlerde ivedilikle yapılması gerekenler:  Kentler yanında kırsal alanda yaşayan depremzedelerin barınma, ısınma, beslenme gereksinimleri hızla karşılanmalı. Hayvan kayıpları ile yıkılan ahır, ağıl ve kümeslerin tespitlerine hızla devam edilmeli. Hayvanların barınabilmesi için uygun nitelikli yeterli çadır ihtiyacı hızla karşılanmalı. Hayvan yemi ihtiyacının karşılanması çalışmaları artarak devam etmeli. Yaralı hayvanların tedavilerine öncelik verilmeli. Kurtarılan hayvanların elden çıkarılmasında fırsatçılığa izin verilmemesi için sıkı tedbirler alınmalı. Süt hayvanlarından toplanan sütlerin değerlendirilmesine yönelik tedbirlere devam edilmeli. Bitkisel ve hayvansal üretimin devam edilebilmesi için ek bütçe ile hâlen yetersiz olan toplam tarımsal destekleme bütçesi artırılmalı ve bölgedeki üreticilere gerekli maddi destek bir an önce sağlanmalı. Bitkisel üretim için gübre, mazot, zirai ilaç, tohum dahil somut girdi desteği verilmeli. Üreticilerin elektrik ve sulama borçları ertelenmeli. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve özel bankalardan kredi kullanan üreticilerimizin kredi borçları faizsiz yapılandırılmalı. Üreticilerimizin Bağkur ve SSK prim ve ödemeleri ötelenmelidir. Yaşamını yitiren ve yaralanan, çalışma ortamları enkaz altında kalan ya da hasar gören, aralarında çok sayıda meslektaşımızın bulunduğu tarımsal girdi satan bayilere yönelik gerekli kolaylıklar hızla sağlanmalı. Bölgedeki salgın riskine karşı gerekli önlemler hızla alınmalıdır. Gıda yardımları hızla bölgeye ulaştırılırken sağlıksız gıdalar ayıklanmalı, yardım paketlerinden çıkarılmalı. Bölgede uzun süreli sıcak yemek dağıtım noktalarında gıda güvenliğine yönelik planlamalar yapılmalı. Yıkılan kent ve köylerin yeniden inşasında arazi kullanım planlaması çerçevesinde uygun yer seçimi ilkelerine uyulmalı, tarım alanları üzerinde yeni yapılaşmalara izin verilmemeli.”

“TARIM ARAZİLERİMİZİ ÖLDÜREREK GELECEĞİMİZ YOK ETMEYELİM”

Kırdan kente, kentten kıra göç süreci iyi planlanması gerektiğine vurdu yapan Pehlevan, “ kırsal alanların yaşam koşulları iyileştirilerek tekrar cazibe merkezleri olmaları sağlanmalı. Bölgedeki baraj ve göletlerin sağlamlığı sürekli ve düzenli olarak kontrol edilmeli, hasar gören sulama kanalları onarılmalı. Ranta yönelik yeni yatırımlar yerine gerekli mali kaynak ve kurumsal altyapı ile GAP Projesi hızla tamamlanmalı, tarımsal üretim ile gıda sanayi bütünleşmesi sağlanmalı. Deprem sonrasında bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kısa ve orta vadeli onarıcı bütüncül somut planlar bir an önce yapılmalı ve uygulanmalı. Ülkemizde geçmişten geleceğe depremler coğrafyasında yaşıyoruz, çok acılar çektik. Bilimsel uyarıları önemsemedik. Bilime uygun politikalara ve uygulamalara kulak verilmemesi nedeniyle deprem değil, ihmal öldürmüştür. Tarım arazileri insanı ve insanlığı doyurur, öldürmez. Tarım arazilerimizi öldürerek geleceğimiz yok etmeyelim, aç kalmayalım, göz göre göre depremlerde ölmeyelim. Israrla sürdürülen kişisel ve çıkarcı yanlış politikalarla daha çok acılar yaşamaya gebeyiz. Mutluluk, beton yığınları arasında yaşamakla değil, doğaya dönüş ve toprağa saygı ile mümkün. Türk Milleti olarak, hep birlikte dayanışma ile yaşadığımız ağır acıların üstesinden en kısa zamanda geleceğiz.” Diye konuştu.

Editör: TE Bilisim