Elbette gelinen noktada işin boyutu çok değişmiştir. Yaşanan büyük rekabet sonucu Trabzonspor’da her takım gibi gerekirse yüksek maliyetlerle Dünya’nın her yerinden oyuncuları bulup kadrosuna katmak durumundadır.
Her ne kadar bunu yaparken çoğu kez menajerleri zengin edip 3 kuruşluk oyunculara 10 lira vererek ekonomiyi batırsak ta, taraftarın transfer baskısına direnemeyen yönetimler ile, işin kolayına kaçan istatistikçi teknik adamlar yüzünden maalesef gerçek bu..
Ve de gelinen noktada kendi altyapısından çıkardıkları dışında, alt liglerden aldığı adı sanı duyulmamış yerliler ile gülünç maliyetlerle kadrosuna kattığı kimsenin tanımadığı Yattara, Şota, Aurello gibi yabancıları da yıldızlaştıran bir Trabzonspor artık hayal olsa da...
Yine de Trabzonspor maalesef taklit edilirken taklit eden konumuna gelmekle , kendisine bu kadar ters düşüp eğer Uğurcan’da ’da ayrılırsa değil Trabzonlu, tek bir yerli futbolcunun bile zor forma giyeceği bir takım durumuna gelmiştir.
Ve de bu takım başındakile iddiasız dönemlerde bile herkesin takdirini kazanıp ünlü yabancı takımların takibine giren bir kaç gencine 10-15 dakika da olsa forma veremiyorsa ,
adı Trabzonspor olsa da , bu takım o bizim bildiğimiz Trabzonspor değildir..
Çünkü formasından başka ,Trabzonspor’la bir ilgisi kalmamıştır.
Böyle bir takımın üretici mantığıyla, kendinden kattığı değerleriyle, yılmaz, biat etmez , pes etmez isyankar ruhuyla statükoya isyan eden futbolun başarıya ulayşmış Spartaküsü Trabzonspor’uyla hiç bir alakası yoktur...
BİR ZAMANLARIN FENERİ!
Ve de böyle bir Trabzonspor ne acıdır ki genç yetenekler için, tıpkı bir zamanların şöhretli olmayana forma vermeyen Fenerbahçe’si gibi asla yaklaşılmaması gereken bir takım durumuna gelmiştir.
Çok var da birkaç tanesini örnek verirsek alın işte en başta yaklaşık 1.5 sezondur hem alt yapıda hem de milli takımda toplamda 45 gol üzeri atan 19 yaşındaki 1.88 lik forvet Engin Poyraz Efe Yıldırım.
Aynı yaştaki Arda Güler, Semih Kılıçsoy, Kenan Yıldız A Milli Takımla Avrupa Şampiyonasında top koşturacakken , bizim iddiasız bir maçta bile forma verip sahaya süremediğimiz Poyraz Efe..
Sadece o mu, ilk aklıma gelenleri sayarsam; Türkiye Şampiyonu U 19’un sağ-sol kanadı Abdurrahman Bayram, sol kanat Zekeriya Berk Bulut, stoper Ali Şahin Yılmaz, orta saha Baran Başkan, on numara Ömer Faruk Duymaz,
Ve de Dünya devi Real Madrit’in bile takibihdeki süper yetenekli kaleci Onuralp Çevikken..
Hem bizim bildiğimiz Trabzonspor altyapısının görevi
A takıma oyuncu yetiştirmektir.
Eğer böyle bir amaç yoksa bu kadar uğraş niye?
Vur kapısına kilidi, kimseyi de boş yere umutlandırıp oyalama!..
GELDE ARAMA!
Şimdi gel de rahmetliler Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer ile Allah ömrünü uzun etsin Sadi Tekeloğlu Hocalarımızı arama..
Bu ve benzer gençler bunlardan birinin elinde olsaydı, inanın Trabzonspor şimdi sahaya çıkarken takımın en az yarısı kendi üretimin olurdu..
Bunu derken ezbere de konuşmuyoruz.
Avni Aker’de bir Fenerbahçe maçı ..
Sakatlıklar yüzünden kadroda sıkıntı var.
Özkan Abi ( Sümer) amatör takımdan çağırdığı solbek Şenol Ustaömeroğlu ile santrafor Tuncay Soyak’ı hiç teredütsüz sürdü ilk 11’de sahaya ..
Ve 1-1 biten maçtan sonra ikisi de bir daha çıkmayıp Trabzonspor’un banko elemanları olup A Milli takım forması da giydiler.
İNŞALLAH!
Trabzonspor’a hiç uymadığını sürekli yazıp, söylediğimiz, ‘L akabı Fırtına olan bir takım böyle futbol oynamaz dediğimiz’, daha çok yana ve geriye ağırlıklı oyun şekli için yaptığımız eleştiriler bazı çok bilir Tahirler! tarafından ’Hocaya akıl mı öğretiyorsun?’ sözlerine muhatap olsa da, belli ki Abdullah Avcı Hocamız da sonunda bu işte bir terslik olduğunu anladı.
Zira değerli Hocamız geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada aynen şunları söyledi: ‘Önümüzdeki sezondan itibaren daha hızlı, temaslı ve agresif bir oyun planına geçiş yapacağız .
Ne diyelim?
İnşallah Hocam,bekliyoruz..
Biz de bunları istiyorduk zaten!..
ÇOK İSABETİ BİR KARAR
Trabzonspor Altyapısının başına getiren Güngör Şahinkaya, genç takımdan A takıma yükseldikten sonra adeta tapuladığı Bordo-Mavili formayla 6 sı lig şampiyonluğu olmak üzere ayrıca 3 Türkiye Kupası. 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 de Başbakanlık Kupası olmak üzere tam 18 kupa kaldıran gerçek bir Trabzon efsanesidir. Bunun yanısıra yıllarca , alt alt yaş milli takımlarda teknik direktörlük yapıp buralara oyuncu seçmiştir.
Her ne kadarBaşkan Ertuğrul Doğan’ın dayısı olması nedeniyle bu atama bazılarınca etik bulmasa da, bizce bu iş Doğan’dan da önce gerçekleştirilmeliydi ve bu yüzden geç bile kalınmıştır.
Ne yani, Messi yeğeniniz olsa da gelmek istese akrabanız diye almayacak mısınız?
Bunun yanında İhsan Derelioğlu Hocamızın da Abdullah Avcı’nın ekibine dahil edilmesi de isabetli bir karar olmuştur.