FETÖ ile mücadele konusunda başta İç İşleri Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumları kararlı bir tutum sergilemekte
40 yılımızı çalan bu örgütle başa-çıkmak öyle kolay değil..
Yeter ki bu konuda çalışan güvenlik güçlerinin ve yargının yakasını bırakalım
Yeter ki emaneti ehline teslim edelim devlet kadrolarına hainleri yerleştirmeyelim
FETÖ ile mücadele konusunda emin olun yüreği ile canla-başla mücadele veren bir çok vatan evladımız var
Hevesleri kırılmadıkça haksızlığa uğramadıkça önleri tıkanmadıkça da aslanlar gibi çalışıp bu örgütün içinde tek bir kişi bırakmayacaklar Allah’ın izniyle
Burada sorun herkesin kendi kapısını temizleme sorunudur
Bakın basın camiası bile hala kripto FETÖ cü kaynıyor
Fırsatını bulsalar hepimizi kalemleri ile bir kaşık suda boğacaklar
Şimdilik vatansever rolünü oynuyorlar
Daha düne kadar bunların sofrasından kalkmayan ,pilavlarına kaşık sallayan, kişisel hesaplarına para akan, evlerine hediyeler gelen, yurt dışı gezilerinde ön saflarda olan hain kalemler akıllandı mı sanıyorsunuz?
Zaten çoğu g..t korkusu yüzünden yazdıklarını hep sildiler..
Yedikleri ise hala midelerinde ama..
Utanma-arlanma yok ki..
FETÖ ile mücadele konusunda son dönemin en cesur çıkışı sayın Mazhar Yıldırımhan’dan geldi..
Mazhar Yıldırımhan öğrencilik yıllarında Milli Görüş çizgisinin lideriydi..
Bu yapıya karşı keskin bir mücadele veriyordu..
Gülü seven dikenine katlanır misali bedel ödemeye de hazırdı..
2004 yılında ise korkunç bir iftiraya kurban giderek bu bedel ödetilmeye çalışıldı.
Ben o tarihte Karadeniz Gazetesinin yazıişleri müdürüydüm.
Çıktım aslanlar gibi yanında oldum yazımı yazdım bunun alçakça bir kumpas dedim..
Çok şükür Allah’a ben hayatım boyunca kim haksızlığa uğramış kim mağdur ve mazlum olmuşsa gücüm yettiği kadar yanlarında olmaya çalışmışımdır
Hesap-kitap yapmadan cesurca ve mertçe..
Görüşüne neleri olduğuna makamına şanına takılmadan..
Açın arşiv haberlere bakın..
Bu konuda hiç mütevazi olamam aslanlar gibi işimi yaptım..
FETÖ konusunda 17-25 Aralık'ın milat kabul etmeyen Mazhar Yıldırımhan "Benim hayatımın tamamı milattır. Onu söyleyenleri ben samimiyetini sorgularım, benim için öncesi sonrası yok bu işin. 17 -25'in öncesi sonrası ben anlamam yani. Ben hayata bütünüyle bir samimiyet olarak bakan bir adamım. 17 - 25 Aralık'tan önce böyleydim şimdi böyleyim gibi bir değerlendirmeleri ben tanımıyorum asla da samimi bulmam bunu söyleyenleri" ifadesine de aynen imzamı atıyorum..
Bu yapıya karşı geçmişte başkaldıranlarla-baş eğenler aynı kefede olmamalı
Siz sanmayın bazılarının pişmanlığına-ayak oyunlarına..
Darbe hayata geçmiş olsaydı bugün fotoğrafları olanlar gidip örgüte “bakın biz zaten hocamızla beraberdik” diyerek yalakalık yapacaktılar
Onlar için dümenin suyu nereye akar önemli değildir..
Hayatını çıkar menfaat dedikodu hasetlik ve fesatlığa adamış insanlar için davanın-dinin-ekmeğin hiçbir önemi yoktur..
Namus ve şeref kavramı onlara sökmez..
Çukur bir hayat onların tarzıdır..
Rahmetli başbuğ Alparslan Türkeş’in bir sözü ile yazımı bitireyim: “Hiç kavga etmeyin, herkesi dost yapın kendinize. Kadife eldiven içinde, çelik yumruk olun. Ama bıçak kemiğe dayandığında, kavga etmek zorunda kaldığınızda öyle bir kavga edin ki, bir daha kimse size saldırma cesareti bulamasın”
FETÖ’nün bir daha bize saldırmaması için herkesin aklını-başına alması şart