İktidarların amacı vatana, millete hizmet etmektir.

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra iş başına gelen iktidarların bazıları başarılı oldu, bazıları olamadı.

İçerden ve dışardan gelen müdahalelere maruz kalanlar da olmuştur.

İhtilaller yapıldı, post model darbeler yapıldı, insanların gruplara ayrıldığı gibi, ayrıştırıldığı dönemlerin yaşandığı gibi ülkenin kalkınmasını da sekteye uğratıldı.

Türkiye CumhuriyetiDevleti’nin kurulmasından bu yana kurulan 66. Hükümetin de amacı aynıydı.

Vatan, millet, bayrak

Vatandaşını huzur ve refaha ulaştıracak iyi bir ekonomik gelire kavuşturmak, ülkenin kalkınması için hamleler yapmak.

Geçmişi, anlatılanlarla ve okuduklarımızla öğrensek de son 40 yılda Türkiye’de olup bitenleri yaşayarak gördük.

Şahit olduk.

Merhum Turgut Özal dönemiyle başlayan kalkınma, Mesut Yılmaz’la devam eden, asıl ikinci kalkınma hamlesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemlerinde yaşanmıştır.

Elbette, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Yıldırım Akbulut dönemlerini de iyi hatırlamak lazım. Hepsinin gayesi vatandaşın huzur ve refahıydı.

Terörle mücadelenin önemli hamlelerini yapanlardan biridir Tansu Çiller.

Bugün terörün beli kırılmışsaÇiller’in döneminde başlatılan uzman askerlik sisteminin katkısı çok büyüktür.

Türkiye’ninkoalisyon ve azınlık hükümetlerine mahkûmkaldığı yıllarda, rütbeli bir askerin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına omuz atma cesaretini(!)gösterdiği dönemde 2002yılında tek başına iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan ile Türk siyasi hayatıyeni bir soluk alırken ülke de rahat bir nefes alır duruma geldiğini hepimiz iyi biliyoruz.

O günden bugüne 20 yıl geçti.

Türkiye’nin dört bir yanında yapılan hizmetlerle ülke çağ atlatılırken yeni yollar, köprüler, barajlar, otoyollar, tüneller, havalimanları, üniversiteler ve aklınıza gelebilecek her türlü yatırımlarla adeta yeni bir çağ dönemi yaşandı ülkemizde.

Bir taraftan milli ekonomi modeli ve yerel kalkınma diğer taraftanmilli silah sanayinde yapılan atılımlarla Türkiyedünyadafarklı bir konuma geldi.

Dünya yeniden şekillendi.

Ortadoğu’nun en önemli ve etkin aktörlerinden olduk.

Yıllarca adeta hizmetkârlık yapılan masada söz sahibi olduk.

Türkiye artık eski Türkiye değil, dünyada sözü geçen, etkin, dirayetli, dimdik ayakta duran güçlü bir ülke konumuna geldi.

Ülkenin dört bir yanında yapılan hizmetlerden Trabzon da elbette belli oranda nasibini almıştır.

Ama az, ama çok.

Tanjant Yolu, Karadeniz Sahil yolu, Kanuni Bulvarı, Akyazı stadı, Zigana Tüneli, duble yollar, ikinci devlet üniversitesi, Kanuni Eğitim Hastanesi, Kentsel dönüşüm projeleri, TOKİ’nin yaptığı konutlar, alt ve üst geçitler, Beşikdüzü ve Şinik Organize Sanayi Bölgeleri ile aklımıza gelmeyen daha fazla yatırımlar kazandırılmıştır bu şehre.

20 yılda 42 milyar liralık hizmet aldı bu şehir. 

Daha fazlası olabilir miydi?

Elbette olabilirdi.

Ama artık beklemez oldu

Daha önce sözü verilen Yatarım adasını bekliyor bu şehir.

Lojistik Merkezi bekliyor bu şehir.

İnşaatına başlanan şehir hastanesinin hizmete girmesini bekliyor bu şehir.

Samsun-Trabzon-Sarp ve Trabzon-Erzurum tren yolunu bekliyor bu şehir.

Güney Çevre Yolu’nun başlamasını bekliyor bu şehir.

Trabzon insanı 20 yıldır bu hizmetlerin yapılmasını bekliyor.

20 yıldır aynı vaatlerle seçime giriyor bu şehir.

Merkezi hükümet ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte yürüttüğü alt yapı, sahil peyzaj, otogar gibi büyük yatırımların da bir an önce tamamlanıp şehir insanının hizmetine sunulmasını bekleniyor bu şehir