Balıklar maalesef denizlerde boğuluyor. Boğulurlarken de çok acı çekiyorlar. Bundan sebep balıklar ağlıyor.. Ama balıkların gözyaşları denizlerde belli olmaz.
Balıkçılıktaki katliam, zorbalık, hilecilik, beyaz ırkın siyah ırka asırlarca süren yaptığı zulümden daha beter. Balıkların sinir sistemi diğer memeli hayvanlarınkine çok benzerdir. Bu da balıkların bile tahayyül edilemeyecek boyutlarda acı çektiklerini gösteriyor. Sudan çıkan balıkların can havlıyle çırpınışlarını zevkle değil vicdanlı bir insan edasiyle anlamalıyız. Balıkların bu zulme karşı attıkları çığlıkları duyabilseydik, bu çığlığa vicdan sahibi hiçbir insan dayanamazdı. Balıklar radarlarla donatılmış gırgır, trol ve dev ağlarla ve kalleşçe avlanıyorlar.
BM raporlarına göre yılda bir triliyonton balık avlanıyor. Bu sayı 2,7 triliyona kadar çıkabiliyor. Bu balıkların bir kısmı çifliklerde yetiştirilen tavuklara ve havuz somom balıklarına yem olarak kullanılıyor. Havuzlardaki bir kg somon için 3-4 kg balık yemi kullanılıyor.
Artık balıkların deniz, nehir ve göllerde özgürce yaşama haklarına saygı göstermeliyiz. Bu özgürlük için hemen, şimdi harekete geçmeliyiz. Rakı-balık ziyafetlerinde balıklar için “akıl, vicdan, yürek “ üçgeni ile birkaç sn düşünmeliyiz. Tıpkı insan hakları gibi. Neden balık haklarına da saygı göstermiyoruz?
Sorun şudur:
*Acıyla attıkları çığlıklarını duyamadığımız için mi ?
*Ağır ağır boğulup can verirken çırpınışlarını anlamadığımız için mi ?
*Oy sahibi olup haklarını talep edemedikleri için mi ?
*Bombalamaya, protestolara, yürüyüş yapmaya, kayalara sloganlar yazmaya imkanları olmadığı için mi ?
Akıl ve vicdan sahibi olmayan toplumlarda cehennem kurulmuş demektir. Bu cehennem su alemindeki balıklara çektirdiğimiz acılar yüzünden daha büyük olan bir cehennemdir.
Kutsal kitaplarımızda hayvanların insan refahı için yaratıldığı anlatılıyor. Doğruluğuna inanıyoruz; ancak ihtiyacımız kadar ve vicdanlı bir anlayışla avlanılması gerektiğini de bilmemiz gerekiyor. Onlar mazlumdurlar. Mazlumlara zulüm yapılması günahtır.
Balık haklarını korumak, onlara karşı etik davranmak vakti çoktan gelmiştir:
*Trol ve gırgır avcılığı sınırlandırılmalıdır.
*Etik kurallarla deniz, akarsu ve göller korunmalıdır.
*Balık avına kota konulmalıdır.
*Avlanma kanunları eksiksiz uygulanmalıdır. Denetim ve cezalar artırılmalıdır.
*Balık avı en az 3 yıl yasaklanmalı ve sular nadasa yatırılmalıdır. Balık avlanmaz ise kimse yetersiz beslenmeden ölmez.
*Balık tüketiminde israftan kaçınılmalıdır.
Bütün bunlardan sebep ben artık balık yemiyorum . Akıl, vicdan ve kalp sahibi insanları da bu protestoma davet ediyorum; hem de “hemen , şimdi.”