Çaykur Rizsepor’da futbol adına, mücadele adına yarışma adına, şampiyonluk adına zirveye oynayıp sezon sonunda süper lige çıkma adına beklentiler var. Beyler bu beklentiler kimin umurunda söyleyin da bilelim. Bunlar sözde olmaz. İcraatla olur.

Yeşil-Mavili takımın İlk hafta oynadığı Keçiören maçından sonra gittiği Denizlispor karşılaşmasının ilk yarısı da tam bir korku filmi gibiydi.  Bir sürü belirsizliğin arasında ne yaptığını, nasıl oynadığını bilmeyen bir takım. Denizlispor transfer tahtası kapalı. Üstelik kadrosundaki önemli oyuncuları sakat. Genç bir kadro ile çıktı maçı.

Peki böyle bir takım karşısında Rizespor ne yaptı, ne yapmaya çalıştı, neleri yapamadı. O kadar çok soru işareti var ki yazarak anlatarak bitiremeyiz.

Teknik Direktör Bülent Korkmaz’ın şapkadan tavşan çıkarmasına, yoktan var etmeye çalışıp bir şey yapmamasına o kadar çok alıştık ki. Yeşil-Mavili takım Denizlispor maçının ilk yarısında oldukça etkisiz ve kötü bir futbol oynadı. Böyle oynayan bir takımın oyuncularını hamama sokup göbek taşında iyice terletip sonrada hamam tellaklarına iyice keseletmek lazım.

 Bu nasıl bir futbol. Gelenler gidenleri aratıyor. Bu kötü futbol geçen sezon küme düşürdüğü kadrodan istediği futbolcuları gönderip istediği futbolcuları transferler yapan Bülent Korkmaz’a yazıyor. Korkmaz Rizespor’a geldiği günden itibaren bir futbol aklı oluşturamadı. Duyguyu değiştiremedi. Bir futbol kültürü inşa edemedi. Adeta yapay zeka ile oynayan bir takım. Bir takımı bir maçı okuyamamak, hangi kadroyla çıkacağını bilememek bunların sorumlusu kim? Rizespor rakibi karşısında doğru düzgün pozisyon üretemedi. Top oynayan değil topla oyalanan bir takım.

Benhur ve Ercan, pozisyon ve oyun bilgileri zayıf.  Futbol oynamak yerine topla oyalandılar. Papa da çok etkisiz kaldı. Büyük umutlarla transfer edilen forvet Van den Hurk etkisiz kaldı. Pozisyon üretmekte büyük zorluk çeken bir takımda Hurk gol pozisyonu bulamadı. Böyle düşük tempoyla futbol oynayan bir takım ne yapar bu büyük bir soru işareti. Kendi aralarında mahalle maçı oynuyorlar. Ne takım olarak ne de ferdi olarak oyun oynayamıyor. Yeşil-Mavililer maçın son bölümünde rakibin yorulup oyundan düşmesiyle biraz baskılı oynadı.

Ama bal yapamayan arı gibi etkisiz ve yetkisiz kaldı. Bu kötü futbol görüntüsüyle de oyunu hiçbir şekilde forse edemedi.  Bülent hoca’nın söylemleri ile eylemleri bir biriyle hiç örtüşmüyor. Sorunlu ve sıkıntılı bir takım. Kreaktif oyuncusu yok. Ne takım olarak ne de ferdi olarak oyun oynayamıyor takım Bülent hoca. Oyuna sonradan giren Alper Potuk, Emircan ve Mithat oyuna bir ağırlık koydular. Alper golü attı ama hakem orta sahayı gösterdi ama VAR’ın uyarısıyla topa elle müdahale olduğu gerekçesiyle gol iptal edildi. Bülent hocam,  bu kötü oyunu sorgulayıp gereğini yapmak zorundasın. Böylesine kötü ve etkisiz bir futbolla hedefe ulaşılmaz. 

Ayıca başkan İbrahim Turgut’un iyi niyeti ve samimiyeti sanırım size biraz fazla geldi.  Baykanın size olan güvenini sarsmaya başladınız. Doğru işler yapıp doğru dürüst futbol oynayın. Ligin iki haftası büyük hayal kırıklığı yarattınız. Artık yanlış ve hata yapma lüksünüz kalmadı.